Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
RÜYA-YI SÂDIKA : Ottoman Turkish

Makbul ve muteber kimselerin gördükleri ve gördükleri gibi dünyada hakikatları zuhur eden sâdık rüya

RÜYET : Ottoman Turkish

görme

RÜYETULLAH : Ottoman Turkish

Allahı görme

RÜYUB : Ottoman Turkish

(Reyb. C.) şekler, şüpheler

RÜYUH : Ottoman Turkish

Zelillik, horluk, hakirlik. * Zayıflık

RÜYUN : Ottoman Turkish

Galebe etmek, üstün gelmek.RÜZ'
Noksan etmek, eksiltmek, noksanlaştırmak

RÜYÂ : Ottoman Turkish

uykudayken girilen misalî bir âlemde görülenler

RÜYÂYISÂDIKA : Ottoman Turkish

doğru rüya

RÜZAH (RÜZUH) : Ottoman Turkish

Davarın çok zayıf olması

RÜZAM (RÜZUM) : Ottoman Turkish

Davarın çok yorulup zayıflaması

RÜZAZ : Ottoman Turkish

Ufalanmış taş. * Her maddenin ufağı

RÜZDAK : Ottoman Turkish

(C.: Rezâdik) Köy

RÜZELA : Ottoman Turkish

(Rezil. C.) Reziller

RÜZGÂR : Ottoman Turkish

f. Zaman, devir, hengâm, vakit. * Dünya, âlem. * Yel

RÜZGÂR : Ottoman Turkish

yel, zaman, dünya

RÜZZ : Ottoman Turkish

Pirinç

RÜÛS : Ottoman Turkish

aşlar, kafalar

RÜÜD : Ottoman Turkish

Genç kadın. Kız

RÜŞA : Ottoman Turkish

(Rişvet. C.) Rüşvetler

RÜŞD : Ottoman Turkish

Doğru yol bulup bağlanmak. Hak yolunda salabet, metanet ve kemal-i isabetle dosdoğru gitmek. * Hayra isabet etmek. * Büluğa ermek. * İstikamette olmak. Dinine ve malına zarar gelecek şeyi bilmek, doğru düşünmek. * Kişinin akıl ve idraki kavi ve tedbiri metin olmak. (Bak: İrşâd)

RÜŞD : Ottoman Turkish

doğru yolu bilme, olgunluk

RÜŞD Ü İRŞAD : Ottoman Turkish

Rüşd ve irşad. Doğru yola sevketmenin mükemmeliyeti. İslâmiyeti en mükemmel şekilde öğretmek

RÜŞDİYE : Ottoman Turkish

Eskiden orta tahsil derecesindeki mektep. * Rüşde dair

RÜŞDÎ : Ottoman Turkish

Rüşdle ilgili. Olgunluğa dair

RÜŞEDA : Ottoman Turkish

(Reşid. C.) Reşid olanlar. Rüşd, olgunluk sâhibleri