Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SEBEB-İ HİLKAT : Ottoman Turkish

Yaratılışa sebeb ve gaye, yaratılışa vâsıta ve âlet olan.(... Nasıl ki O Zât, hidayetiyle saadet-i ebediyenin sebeb-i husulü ve vesile-i vüsulüdür. Öyle de duasıyla, niyazıyla o saadetin sebeb-i vücudu ve vesile-i icadıdır. S.)

SEBEB-İ VÜCUD : Ottoman Turkish

Varlık sebebi. Var olmanın sebebi ve gayesi

SEBEBİYET : Ottoman Turkish

İcab ettirme, sebep olma

SEBEBİYET : Ottoman Turkish

sebep olma

SEBED : Ottoman Turkish

Sepet. * Az saç, kıl. Başta az tüy olması

SEBEHLEL : Ottoman Turkish

Bâtıl, boş, abes

SEBEL : Ottoman Turkish

Tıb: Bulanık görme hastalığı. * Göze inen perde. * Buluttan çıkıp da henüz yere ulaşmamış yağmur. * Buğday başı

SEBELE : Ottoman Turkish

Bıyık

SEBENTA : Ottoman Turkish

Çeri, öncü. * Ayı

SEBET : Ottoman Turkish

Kıvırcık olmayan saç

SEBETE : Ottoman Turkish

(C.: Sebât) Ot, nebat, bitki. * Otu çok olan yer

SEBG (SÜBUG) : Ottoman Turkish

Nimet bolluğu. * Olgunlaşmak, kemâle yetişmek. Tamam olmak

SEBH : Ottoman Turkish

Atın seğirtmesi. * Sür'atle gitmek. * Maaşında tasarruf etmek. * Suda yüzme

SEBHA : Ottoman Turkish

Ot yetişmeyen yer. * Şap taşının çıktığı yer. * Tuzla

SEBHALE : Ottoman Turkish

""" Sübhânallah"" demek."

SEBİ : Ottoman Turkish

(C.: Sebâyâ) Savaşta esir düşen kimse

SEBİBE : Ottoman Turkish

(C.: Sebâib) Atın alın kılı, yele ve kuyruğu. * İnce keten bezi parçası

SEBİC(E) : Ottoman Turkish

Yatık veya sekik adı verilen, ağzı dar şarap testisi. * Gecelik

SEBİD : Ottoman Turkish

Başa yağ sürmeyi terketmek

SEBİH : Ottoman Turkish

Kuş yeleğinin kopup düşeni. * Pamuk ve yün atıldıktan sonra dürüp eğirmek için koydukları bez parçası

SEBİHA : Ottoman Turkish

Gecelik. Geceleyin giyilen elbise

SEBİKE : Ottoman Turkish

Eritilerek kalıba dökülmüş şey, külçe. Kalıba dökülmüş altın veya gümüş. * Hafif, küçük

SEBİKE-İ HAK : Ottoman Turkish

"Hak külçesi. * Mc: İşlenmemiş külçe halindeki altın kıymetinin zâhiren görünmemesi gibi; hakkın bâtıl ile mücadelesinin olmadığı zamanda, hakkın kıymet ve lüzumu derecesinin bir cihette bilinememesi."

SEBİKE-İ ZEHEBİYE : Ottoman Turkish

Altun külçesi

SEBİL : Ottoman Turkish

Açık ve büyük yol. Büyük cadde. * Allah rızası için su dağıtılan yer