Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
SENGDİL : Ottoman Turkish

(C.: Sengdilân) f. Taş yürekli, merhametsiz, acımaz

SENGİN : Ottoman Turkish

f. Taştan olan, taştan yapılmış

SENGİSTAN : Ottoman Turkish

f. Taşı çok olan yer. Taşlık yer

SENGLAH : Ottoman Turkish

f. Taşlık yer, taşı çok olan yer

SENGPARE : Ottoman Turkish

f. Taş parçası

SENGSAR : Ottoman Turkish

f. Taşlık yer

SENGTRAŞ : Ottoman Turkish

f. Taş yontucu, taş yontan sanatkâr

SENGZAR : Ottoman Turkish

f. Taşlık yer, taşı çok olan yer

SENH : Ottoman Turkish

Arız olmak

SENİH : Ottoman Turkish

Mübarek fiil, iyi ve güzel hareket

SENİN : Ottoman Turkish

Taşı kazıyıp yonttuklarında dökülen parçaları

SENİNE : Ottoman Turkish

(C.: Senayin) Kumdan tepe

SENİY : Ottoman Turkish

(C.: Sinâ-Seniyyât) Ön dişini burkan hayvan

SENİYYE : Ottoman Turkish

(C.: Senâyâ) Ön dişlerin birisi. * Sarp ve yokuş yerde olan yol

SENİYYE : Ottoman Turkish

temiz, yüce

SENKENDAZ : Ottoman Turkish

Eski kalelerde kale dibine sokulan düşmana yukarıdan ağır taşlar vesaire atmak için altı açık cumba gibi çıkmalara verilen addır. Kale kapılarını müdafaa için üst taraflarına da böyle senkendazlar yapılırdı. (O.T.D.S.)

SENN : Ottoman Turkish

Zırh çıkarmak. * Halinden döndürmek. * Koymak. * Keskinleştirmek. * Tasvir etmek. * Dökmek

SENT : Ottoman Turkish

Etin kokması

SENUT : Ottoman Turkish

Yere saçılan buğday

SENÂ : Ottoman Turkish

övme

SENÂHÂN : Ottoman Turkish

sena eden, öven

SENÂKÂR : Ottoman Turkish

sena edici, övücü

SENÂKÂRÂNE : Ottoman Turkish

övercesine

SEPİD : Ottoman Turkish

f. Ak, beyaz

SEPİDE : Ottoman Turkish

f. Tan vakti