Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TAHİYYÂT : Ottoman Turkish

hediyeler

TAHKİK : Ottoman Turkish

Doğru olup olmadığını araştırmak veya doğruluğunu, yanlışlığını meydana çıkarmak. İncelemek. İçyüzünü araştırmak. * Bir şeyi eksiksiz ve ziyâdesiz yapmakta mübâlağa etmektir. Bir şeyin hakikatına ermek, künhüne vâkıf olmak, nihayetine erişmek demektir. Kur'an kıraat ıstılahında ise: Her harfin hakkını vermek, özel sıfatlarına riayet etmek, sesi tam mahrecinden çıkarmak, medleri gerektiği kadar uzatmak, hareke, ızhar ve gunneleri okuyuş hassasiyetinin en son imkânını kullanarak okumaktır

TAHKİK : Ottoman Turkish

araştırma

TAHKİKAN : Ottoman Turkish

İnceleyerek. Araştırma suretiyle. Hakikatını öğrenerek

TAHKİKAT : Ottoman Turkish

Araştırmalar. Hakikati ve doğruyu inceleyip öğrenmek için yapılan taharriyat

TAHKİKAT-I İBTİDAİYYE : Ottoman Turkish

Huk: İlk tahkikat. İlk soruşturma

TAHKİKÂT : Ottoman Turkish

araştırmalar

TAHKİKÎ : Ottoman Turkish

araştırmalı

TAHKİKÎ (TAHKİKİYE) : Ottoman Turkish

Araştırma ile alâkalı. Tahkikata ait

TAHKİKÎ İMAN : Ottoman Turkish

(Bak: İman-ı tahkikî)

TAHKİM : Ottoman Turkish

Hakem tayin etmek. Hâkim nasbeylemek. * Kuvvetlendirme. Sağlamlaştırmak, kavileştirmek. * Birisini fesattan men'eylemek. * Mahkemede hasmın dâvalarının açıkça belli olması için hâkimi değiştirmek

TAHKİM : Ottoman Turkish

hakem tayin etme, kuvvetlendirme

TAHKİMEN : Ottoman Turkish

tahkim ile

TAHKİMÂT : Ottoman Turkish

Ask: Bir yeri düşmanın hücumuna karşı sağlamlaştırmak

TAHKİMÂT : Ottoman Turkish

tahkimler

TAHKİR : Ottoman Turkish

Hareket etmek. Hor görmek. Küçük görmek. Aşağı ve alçak addetmek

TAHKİR : Ottoman Turkish

aşağılama

TAHKİR-ÂMİZ : Ottoman Turkish

f. Hakaretle karışık söz. * Tahkir edici

TAHKİRKÂRÂNE : Ottoman Turkish

aşağılarcasına

TAHKİRÂT : Ottoman Turkish

(Tahkir. C.) Tahkirler. Hor ve küçük görmeler. Hakaret etmeler

TAHKİRÂT : Ottoman Turkish

aşağılamalar

TAHKİYE : Ottoman Turkish

Anlatmak. Hikâye etmek

TAHKİYE : Ottoman Turkish

hikâye etme

TAHL : Ottoman Turkish

Dalak ağrısından incinmek. * Bozulmak, değişmek

TAHLEE : Ottoman Turkish

Bulut