Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TAVF (TAVÂF) : Ottoman Turkish

Dönmek. * Fırat Nehri gibi sularda üstüne binilen vasıta

TAVH : Ottoman Turkish

Helâk olmak. * İftira etmek

TAVİL : Ottoman Turkish

Uzun. * Çok süren

TAVİL-ÜL BÂ' : Ottoman Turkish

Uzun kulaçlı. Gücü yeter. * Eli açık, vergili, verimli

TAVİL-ÜN NİCAD : Ottoman Turkish

Kılıç bağı uzun. * Mc: Uzun boylu

TAVİLE : Ottoman Turkish

Birbiri ardına bağlanmış bir sıra hayvan. Hayvan katarı. * Tavla, ahır. * Çayıra salınan hayvanın ayağına bağladıkları tavla ipi

TAVİYYET : Ottoman Turkish

İnsanın gönlünde gizli olan istek veya niyet

TAVK : Ottoman Turkish

Tâkat. Güç. * Boyuna takılan zinet. Gerdanlık. * Tasma

TAVK : Ottoman Turkish

güç, tâkat

TAVK-I BEŞER : Ottoman Turkish

Beşer takatinin, güç ve kudretinin son haddi

TAVL : Ottoman Turkish

(Bak: Tul)

TAVLA : Ottoman Turkish

"Hayvan bağlanan ahır. (San'at Ansiklopedisinde ""Tavla"" maddesi: ""Hayvanların tavlanması yani istirahat edip çalışacak kıvama gelmesi, kuvvet ve tâkat kazanması için beslendiği yer."" şeklinde tarif edilmiştir.)"

TAVLA : Ottoman Turkish

ahır

TAVME : Ottoman Turkish

Tosbağanın dişisi

TAVR : Ottoman Turkish

(Bak: Tavır)

TAVR : Ottoman Turkish

tavır, davranış

TAVR-I BÂTIL : Ottoman Turkish

Bâtıl, kötü hal ve vaziyetler

TAVREN : Ottoman Turkish

tavırla, davranış olarak

TAVRÎ : Ottoman Turkish

Vahşi adam veya kuş. * Ehad, vâhid, bir

TAVS : Ottoman Turkish

Örtmek

TAVSİB : Ottoman Turkish

Tenbellik ve süstlük

TAVSİF : Ottoman Turkish

Vasıflarını söylemek. Bir şeyin iç yüzünü, ne ve nasıl bir şey olduğunu anlatmak. Vasıflandırmak. * Bilgi, ilim

TAVSİF : Ottoman Turkish

niteleme, özelliklerini söyleme

TAVSİF-İ Bİ-L-FEZAİL : Ottoman Turkish

Faziletlerini zikrederek tavsif etmek

TAVSİFNÂME : Ottoman Turkish

özellikleri belirten yazı