Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEBRİH : Ottoman Turkish

(C.: Tebârih) İncitmek. Eza vermek

TEBRİK : Ottoman Turkish

Gözlerini dike dike bir yere bakmak. * Günaha girmek. * Uzak bir yere sefer etmek. * Çetinlik, zorluk sebebi ile yorulmak. * Kadının süslenip püslenmesi. * Evi ziynetleyip süslemek

TEBRİK : Ottoman Turkish

ereket dileme, kutlama

TEBRİKNÂME : Ottoman Turkish

tebrik mektubu

TEBRİKÂT : Ottoman Turkish

(Tebrik. C.) Tebrikler. Tebrik etmeler

TEBRİKÂT : Ottoman Turkish

tebrikler

TEBRİYE : Ottoman Turkish

(Bak: Tebrie)

TEBRİZ : Ottoman Turkish

Dışarı çıkarmak. * Tekebbürlenmek, gururlanmak. * Göstermek, izhâr etmek

TEBSİR : Ottoman Turkish

İnsanın gözünü açacak şekilde tarif ve izah etmek ve kalbine basiret vermek

TEBTİK : Ottoman Turkish

Kulak kesmek

TEBTİL : Ottoman Turkish

Tamamen hakka yönelmek. * İyice ve tamamiyle kesmek. * Terbiye etmek. * Yemek. (Bak: Tebettül)

TEBTİL : Ottoman Turkish

hakka yönelme

TEBTİT : Ottoman Turkish

Kesmek. * Dağıtmak. * Bitirmek

TEBTIE : Ottoman Turkish

(Bati. den) Yavaşlama, ağırlaşma

TEBUK : Ottoman Turkish

Hicaz'ın kuzey tarafında Medine-i Münevvere'den Şam'a giden yolun ortasında bir yerdir ve Peygamber Efendimizin son gazvesinin yeri olmakla meşhurdur. Tebuk'te Peygamberimiz tarafından yaptırılan bir duvar bir hurmalık ve bir de çeşme var olduğu rivayet edilir

TEBUK GAZVESİ : Ottoman Turkish

Hicretin dokuzuncu senesinde vuku bulmuştur. Şam'da bulunan Rumlar tarafından o civarın halkı, müslümanlara karşı ayaklandırıldığı Peygamberimiz tarafından duyulduğunda, onlara karşı asker hazırlayarak Tebuk'e gitmiş ve oranın ileri gelenleri Peygamberimize gelerek barışa çalışmışlardır. Tebuk'te on gün kadar kaldıktan sonra ne Rumlardan ve ne de müttefikleri olan Araplardan kimse harp için çıkmadığından tekrar Medine-i Münevvere'ye dönülmüştür

TEBVİB : Ottoman Turkish

(Bâb. dan) Kısım kısım ayırma. Bablara ayırma

TEBVİE : Ottoman Turkish

Bir kadını boş bir evde oturtma

TEBYİN : Ottoman Turkish

Belirtme. Açıkça anlatma. * İsbat etme

TEBYİN : Ottoman Turkish

elirtme

TEBYİZ : Ottoman Turkish

Temizce yazma. Müsveddeden daha iyice bir kâğıda yazma. * Ağartma, beyazlatma

TEBYİZ : Ottoman Turkish

temize çekme

TEBZİL : Ottoman Turkish

Delme, yarma. Çok azimle bir şeye girişmek, adamak

TEBZİR : Ottoman Turkish

Boş yere malını sarf etmek. * Serpmek. Dağıtmak. * İsraf etmek, lâyık olmayan yere malını sarfetmek

TEBZİR : Ottoman Turkish

malı saçıp savurma