Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEBİ' : Ottoman Turkish

Yardımcı, yardak. * Sığır yavrusu

TEBİA : Ottoman Turkish

Zulümle ve zorla alınmış olan kumaş

TEBK : Ottoman Turkish

Dolu olmak, dolmak

TEBKİR : Ottoman Turkish

Acele etmek

TEBKİT : Ottoman Turkish

Tekdir etmek. Azarlamak. Vurmak. Başa kakmak. * Delil ve bürhanla galip gelip susturmak

TEBKİT : Ottoman Turkish

azarlama, susturma

TEBKİYE : Ottoman Turkish

(Bükâ. dan) Dokunaklı sözler söyleyip ağlatma

TEBL : Ottoman Turkish

Fesad etmek, çürütmek

TEBLİGAT : Ottoman Turkish

(Tebliğ. C.) Tebliğler. İlânlar. Bildirilen şeyler

TEBLİGAT-I RESMİYE : Ottoman Turkish

Resmî tebliğler

TEBLİGÂT : Ottoman Turkish

tebliğler, bildiriler

TEBLİL : Ottoman Turkish

Islatma. Islatılma

TEBLİM : Ottoman Turkish

Çirkin yapmak, çirkinleştirmek

TEBLİYE : Ottoman Turkish

Eskitme ve çürütme. köhneleştirme

TEBLİĞ : Ottoman Turkish

Ulaştırmak. Götürmek. * Bildirmek. * Eriştirmek

TEBLİĞ : Ottoman Turkish

ulaştırma, bildirme, ilâhî emirleri insanlara anlatma

TEBLİĞ-İ ŞERİAT : Ottoman Turkish

Peygamberlere mahsus beş vasıftan birisi olan, Allah'tan (C.C.) aldıkları emir ve kanunları insanlara aynen bildirmeleri

TEBLİĞNÂME : Ottoman Turkish

tebliğ yazısı

TEBN : Ottoman Turkish

(C.: Etbân) Saman

TEBNİYE : Ottoman Turkish

Çok bina yapmak

TEBNÎ : Ottoman Turkish

Saman renkli

TEBRİC : Ottoman Turkish

Dışarı çıkarmak. * Hâlinden döndürmek

TEBRİD : Ottoman Turkish

(Bürudet. den) Soğutma, soğutulma. * Mc: Ara açılma, soğuma

TEBRİE : Ottoman Turkish

(Tebriye) Bir kimseyi şüpheden ve zan altından kurtarmak. Temizliğini ve suçsuzluğunu meydana çıkarmak. * Borçtan kurtarmak. * Nezahet, ismet. * Beraet ettirmek

TEBRİE : Ottoman Turkish

arındırma