Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEBEDDÜLÂT : Ottoman Turkish

değişmeler

TEBEDDÜLÂT-I CESİME : Ottoman Turkish

Büyük değişiklikler

TEBEH : Ottoman Turkish

(Bak: Tebah)

TEBEHHUR : Ottoman Turkish

(Bak: Tebahhur)

TEBEHHÜL : Ottoman Turkish

Tahsil için sıkıntı ve zahmet çekme

TEBEHHÜM : Ottoman Turkish

şüpheli ve belirsiz olma

TEBEHHÜR : Ottoman Turkish

Tıb: Kısa ve sık nefes alma

TEBEHKAR : Ottoman Turkish

(C.: Tebehkâran) f. Mahveden, harab eden. Bitiren

TEBEKKÜL : Ottoman Turkish

Karışmak

TEBEKKÜM : Ottoman Turkish

(Bekem. den) Dili tutulma. Konuşurken tutulup kalma

TEBELBÜL : Ottoman Turkish

Lisanların muhtelif ve muhtelit olması. Bazısı Arapça, bazısı Farsça ve Türkçe olmak gibi. * Karışıklık

TEBELBÜL : Ottoman Turkish

dil karmaşası

TEBELBÜL-Ü AKVAM : Ottoman Turkish

Muhtelif kavimlerden ibaret bir cemaatin kısım kısım olmaları, muhtelif dil konuşmaları. (Bak: Babil)

TEBELBÜL-Ü ELSİNE : Ottoman Turkish

Dillerin karmakarışık olup anlaşılmaz hale gelmesi

TEBELLEŞ : Ottoman Turkish

Birbirine geçmiş, karmakarışık, karışmış

TEBELLUH : Ottoman Turkish

Tekebbürlenmek, gururlanmak, kibirlenmek

TEBELLÜC : Ottoman Turkish

Sabah yeri ağarmak

TEBELLÜD : Ottoman Turkish

"Ağır, tembel olma. * Bir şeye tahassür ve teessüf etme. Pişmanlıktan dolayı ""hay meded"" diye ellerini birbirine çarpma. * Yere düşme."

TEBELLÜH : Ottoman Turkish

Ahmak olmak. * Suretâ ahmaklık göstermek. * Kaybolmuş bir şeyi araştırmak. * Yolu bilmeyen kimse, erbâbından sorup araştırmayarak gitmek

TEBELLÜL : Ottoman Turkish

(C.: Tebellülât) Nemlenme, ıslanma

TEBELLÜR : Ottoman Turkish

Billurlaşmak. Parlak, şekilli olup ve donup katılaşmak. * Açığa çıkmak. Meydana çıkmak

TEBELLÜR : Ottoman Turkish

illurlaşma

TEBELLÜĞ : Ottoman Turkish

Anlayıp alma. Yetişme, erişme. * Tebliği kabul etme

TEBELLÜĞ : Ottoman Turkish

anlayıp almak

TEBEN : Ottoman Turkish

Zeyrek, akıllı kimse