Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEBAKİ : Ottoman Turkish

(Bükâ. dan) Ağlar görünme. Yalandan ağlama

TEBAKKUR : Ottoman Turkish

İlim ve malda genişlik üzere olmak. Âlim ve zengin olmak

TEBANE : Ottoman Turkish

Zeyreklik, akıllılık

TEBANÇE : Ottoman Turkish

Tokat

TEBAR : Ottoman Turkish

Helâk, bitme, yok olma

TEBAREK : Ottoman Turkish

Mübarek etsin (mealinde dua.) Teâlâ gibi mâzi fiiliyle mübalâğa ile bereketin Allah'tan zuhurunu ifade eder. (Bak: Bereket) (Suyun havuzda yükselmesi halinden alınmıştır.)

TEBAREKÂLLAH : Ottoman Turkish

"""Cenab-ı Hakk'ın (C.C.) ne bereketli, ne hayırlı işleri var, ne kadar bereketli!"" diyerek hayret taaccübü. Allah'ın (C.C. ) yaptığı eserlerinden dolayı hayranlık hislerini ifade maksadıyla, Allah (C.C.) hakkında söylenen ve aynı zamanda dua için okunan bir kelâm."

TEBARİ : Ottoman Turkish

Mücâdele ve muhârebe etmek. Savaşmak, dövüşmek

TEBARÜK : Ottoman Turkish

Çoğalmak, ziyâde olmak. * Uzamak. * Büyüklük. * Genişlemek. * Zâhir olmak, görünmek

TEBARÜZ : Ottoman Turkish

Belli olma, belirtme. Görünme. * İki hasım cenk için meyadan çıkma

TEBASSUR : Ottoman Turkish

Göz açıklığı, dikkat-i nazar. İleri görüş

TEBATTUN : Ottoman Turkish

Bir şeyin içini dışını iyice anlamak için çalışma

TEBATU' : Ottoman Turkish

Ağır davranma. Ağır hareket etme

TEBAUL : Ottoman Turkish

Oynamak

TEBAYİ' : Ottoman Turkish

(Bak: Tabayi')

TEBAYÜ' : Ottoman Turkish

Bey'edişmek, bir malı diğer bir malla değişmek

TEBAYÜN : Ottoman Turkish

İki şey arasındaki uyuşmazlık. Birbirinden ayrı ve başka olmak. İhtilâf vuku bulmak. Zıtlık

TEBAYÜN-İ EFKÂR : Ottoman Turkish

Fikirlerin aykırılığı. Düşüncelerin farklı olması

TEBAYÜN-İ MESALİK : Ottoman Turkish

Mesleklerin farklılığı

TEBAYÜNÂT : Ottoman Turkish

(Tebayün. C.) Tebayünler, iki şey arasındaki farklılıklar

TEBAZÜL : Ottoman Turkish

Birbirine bahşiş etmek

TEBAÎ : Ottoman Turkish

Hakiki maksat olmayıp dolayısıyla olan. * Başkasına uyarak. * Cüz'î olarak. (Bak: Tebeî)

TEBAÜD : Ottoman Turkish

Uzaklaşma. Uzağa çekilme. * Uzama

TEBAÜDÂT : Ottoman Turkish

(Tebaüd. C.) Birbirinden uzak düşmeler. Uzaklaşmalar

TEBAŞİR : Ottoman Turkish

Müjde. * Her şeyin öncesi, ilk zamanı