Ottoman Turkish
TEELLÜMÂT : Ottoman Turkish
acı hissetmeler
TEEMMEL : Ottoman Turkish
Düşün, dikkat et, incele (mânasına emirdir)
TEEMMEL : Ottoman Turkish
iyice düşün!
TEEMMİ : Ottoman Turkish
(Emet. den) Cariye edinme. * Dadı satın almak
TEEMMÜL : Ottoman Turkish
İyice, etraflıca düşünmek. Derin derin düşünmek.(Evet, aklı bozulmayan bir şahıs, teemmülü neticesinde anlar ki: Meselâ: Bal arısını pek çok şeylere fihriste yapan ve kitab-ı kâinatın ekser mesâilini insanın mahiyetinde yazan ve incir nüvesinde incir ağacının proğramını derceden ve insanın kalbini binlerce âlemlere örnek ve pencere yapan ve beşerin kuvve-i hafızasında tarih-i hayatını taallukatiyle beraber yazan ancak ve ancak her şeyi yaratan Hâlık olabilir. Ve böyle bir tasarruf, yalnız ve yalnız Rabb-ül Âlemine mahsus bir hâtemdir. M.N.)
TEEMMÜL : Ottoman Turkish
iyice düşünme
TEEMMÜLÎ : Ottoman Turkish
Düşünerek söylenen veya yazılan. Teemmüle ait ve müteallik. (Bak: Tefekkür)
TEEMMÜM : Ottoman Turkish
Kasdetmek. * (Ümm. den) Ana edinme. Birini anne kabul etme
TEEMMÜR : Ottoman Turkish
(Emr. den) Amirlik taslama
TEENNİ : Ottoman Turkish
İhtiyatlı ve akıllıca davranma. Bir işte acele etmeyip bir düşünce dairesinde hareket etme. (Teude de denir)
TEENNİ-İ HİKMET : Ottoman Turkish
"Hikmetin yavaş yavaş ve akıllıca gibi, en faydalı şekilde zuhuru.(Nasılki bir ekmeğin vücudu; tarla, harman, değirmen, fırına terettüb eder. Öyle de, tertib-i eşyada bir teenni-i hikmet var. Hırs sebebiyle teenniyle hareket etmediği için o tertib-i eşyadaki manevi basamakları mürâat etmez. Ya atlar düşer ve yahut bir basamağı noksan bırakır; maksada çıkamaz. M.)"
TEENNUK : Ottoman Turkish
Nazarında ve fikrinde dikkatli olmak. İttikan. Eşyanın hikmetli, kusursuz ve pürüzsüz yapılışı
TEENNUK : Ottoman Turkish
kusursuz yapılış
TEENNÎ : Ottoman Turkish
düşüne düşüne iş yapma
TEENNÜS : Ottoman Turkish
(Üns. den) Müennes olma. * Kadınlaşma. Kadın gibi hareketlerde bulunma
TEERRÜB : Ottoman Turkish
Ululanmak, büyülenmek. * Kendini zeki göstermeğe çalışmak
TEESSİ : Ottoman Turkish
Sabır gösterme. Teselli bulup sabretme. Avutma
TEESSÜF : Ottoman Turkish
Eseflenmek. Kederlenmek. * Beğenmemek ve râzı olmadığını ifade etmek
TEESSÜF : Ottoman Turkish
eseflenme, üzülme
TEESSÜL : Ottoman Turkish
Sermaye edinmek. * Cem'etmek, toplamak
TEESSÜM : Ottoman Turkish
(İsm. den) Günahtan sakınma
TEESSÜN : Ottoman Turkish
Mütegayyer olmak, rengi ve tadı değişmek
TEESSÜR : Ottoman Turkish
İşten alıkoyma. Oyalandırma
TEESSÜR : Ottoman Turkish
etkilenme, üzülme
TEESSÜR-BAHŞ : Ottoman Turkish
f. Hüzün veren, keder veren, tasaya düşüren
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani