Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
TEKE'KÜ' : Ottoman Turkish

Cem'olmak, birikmek, toplanmak. * Korkak olmak

TEKEBBÜD : Ottoman Turkish

(Kebed. den) Sertleşme, katılaşma

TEKEBBÜR : Ottoman Turkish

"Kibirlenmek. Kendini büyük saymak. Nefsini büyük görmek. (Bak: Taabbüd, Tevazu')(İşte ey insan! Eğer yalnız ona abd olsan bütün mahlukat üstünde bir mevki kazanırsın. Eğer ubudiyetten istinkâf etsen, âciz mahlukata zelil bir abd olursun. Eğer enâniyetine ve iktidarına güvenip, tevekkül ve duâyı bırakıp, tekebbür ve dâvaya sapsan; o vakit iyilik ve icad cihetinde arı ve karıncadan daha aşağı, örümcek ve sinekten daha zayıf düşersin. Şer ve tahrib cihetinde dağdan daha ağır, tâundan daha muzır olursun. S.)"

TEKEBBÜR : Ottoman Turkish

üyüklenme

TEKEBKÜP : Ottoman Turkish

köpekleşme

TEKEDDUH : Ottoman Turkish

Kuvvetle kaşımak

TEKEDDÜN : Ottoman Turkish

Eğlenmek

TEKEDDÜR : Ottoman Turkish

Bulanık olma. * Kederlenme

TEKEDDÜR : Ottoman Turkish

ulanıklık, kederlenme

TEKEFFÜ' : Ottoman Turkish

Yürürken etrafına bakmadan önünü gözleyerek gitmek

TEKEFFÜF : Ottoman Turkish

(Keff. den) El uzatarak dilencilik etme. Avuç açma. Dilenme. * Avuçla tutmak

TEKEFFÜL : Ottoman Turkish

Boynuna almak. * Birine kefil olmak. Kefâlet etmek veya vermek

TEKEFFÜL : Ottoman Turkish

kefil olma

TEKEHHUL : Ottoman Turkish

Göze sürme çekme. Suni kara gözlü olma

TEKEHHÜF : Ottoman Turkish

(Kehf. den) Mağara biçiminde oyulup kazılma

TEKEHHÜN : Ottoman Turkish

Kâhinlik yapma, falcılık etme

TEKELLÜF : Ottoman Turkish

"Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak. * Gösterişe kapılmak. Özenmek. * Yapmacık hâl ve hareket. Zoraki hareket.(Üstadımız, tekellüf ve taazzumdan aslâ hoşlanmaz ve talebelerinin dahi tekellüf kaydından âzâde olmalarını emreder. Ve buyururlar ki, ""Tekellüf şer'an ve hikmeten fenâdır. Çünkü, tekellüf sevdası, insanı hadd-i ma'rufu tecâvüze sevkeder. Mütekellif olanlar, bazan hodbinâne bir tezâhür ve tefâhür tavrı ve muvakkat soğuk bir riyâkâr vaziyeti takınmaktan kurtulmaz. Halbuki, bunların ikisi de ihlâsı zedeler."" R.N.)"

TEKELLÜF : Ottoman Turkish

zorlanma, özenme

TEKELLÜFKÂRÂNE : Ottoman Turkish

gösterişe kapılırcasına

TEKELLÜFÂT : Ottoman Turkish

(Tekellüf. C.) Tekellüfler

TEKELLÜFÂT : Ottoman Turkish

zorlanmalar, özentiler

TEKELLÜL : Ottoman Turkish

Götürü gelmek. * İhâta etmek, kaplamak, içine almak

TEKELLÜM : Ottoman Turkish

(C.: Tekellümât) Konuşmak. Söylemek

TEKELLÜM : Ottoman Turkish

konuşma

TEKELLÜM-İ SÂMİT : Ottoman Turkish

Sessiz konuşma