Ottoman Turkish
GRAMER : Ottoman Turkish
dilbilgisi
GRANİT : Ottoman Turkish
Fr. Jeo: Muhtelif renklerde çok sert bir çeşit taş
GRANİT : Ottoman Turkish
ir çeşit sert taş
GREV : Ottoman Turkish
"Fr. İşçilerin isteklerini işverene kabul ettirmek için, işlerini hep birlikte bırakmaları.İslâmiyette işçi hakları çok ciddi korunmakla beraber, grev ve benzeri hareketlere başvurulması istenmez. Çünki grev, millî gelire zarar verdiği gibi, sosyal grupları doğurmakla boğuşmalarına ve dolayısıyla da millî huzura zarar getirir. Grev, daha çok kapitalist sistemlerin ""Hak, kuvvettedir"" şeklinde ifade edilen Avrupa'nın medeniyetindeki olumsuz düsturlarının bir sonucudur. Ve bir işçinin işverenle iktisadî müsabaka edemediğinden, işçiler birliği kurulmasıyla işverene karşı güçlü olmasına kapitalist sistem itiyor. Halbuki İslâmda kişi, kendi küçük gücüyle başbaşa bırakılmamıştır. Çünki ""hak kuvvettedir"" kaidesinin yerine; İslâm, ""kuvvet haktadır"" der. İşçi haklı ise, devletin gücü işçinin yanında olur. Bununla beraber İslâm, müsbet müsabaka prensibini de kaldırmaz. Ancak taraflar arasında hukuk ve adaletle nezaret eder."
GU(Y) : Ottoman Turkish
"""Diyen, söyleyen"" mânâlarına gelir ve birleşik kelimeler yapılır. Meselâ: Rast-gu $
Doğru söyleyen. Suhan-gu $
Söz söyleyen, konuşan."
GUBAR : Ottoman Turkish
Toz
GUBAR-ÂLUD : Ottoman Turkish
f. Tozlanmış, toza bulanmış. tozlu
GUBARE : Ottoman Turkish
f. Sığır ağılı, mandıra. * Sığır sürüsü
GUBARÎ : Ottoman Turkish
Eski harflerle yazılan bir çeşit ince yazı. Bu isim Arapça toz demek olan gubardan alınmıştır. Yazı, toz gibi ince yazıldığı için bu adı almıştır. Eski Türk devletlerinde güvercin postalarıyla gönderilen mektuplar bu yazı ile yazılırdı. (O.T.D.S.)
GUBBE : Ottoman Turkish
Tavşancıl kuşunun yavrusu
GUBEYRA : Ottoman Turkish
Yaban iğdesi. * Habeş vilâyetinde darıdan yapılan bir cins şarap
GUBRE : Ottoman Turkish
Toprak renkli olmak
GUBÂR : Ottoman Turkish
toz
GUBŞE : Ottoman Turkish
Toprak renkli omak
GUCME : Ottoman Turkish
Kabın dibinde kalan su
GUDAF : Ottoman Turkish
(C.: Gudfân) Kuzgun
GUDAT : Ottoman Turkish
Ayıp, zillet, noksanlık. * Ter u taze olmak
GUDDE : Ottoman Turkish
Tıb: Bez. Vücudun muhtelif yerlerinde, hususan boyunda bir nevi vücuda lazım su çıkaran depocuk. Şiş
GUDDE : Ottoman Turkish
ez
GUDDE-İ ARAKIYYE : Ottoman Turkish
Ter bezi
GUDDE-İ LUÂBİYE : Ottoman Turkish
Tükrük bezi
GUDDE-İ MİDEVİYE : Ottoman Turkish
Mide bezi
GUDDE-İ NEKFİYYE : Ottoman Turkish
Tıb: Kulak memesinden çeneye kadar olan kısımda bazan ufak ufak meydana gelen bezler
GUDDE-İ TAHT-EL LİSAN : Ottoman Turkish
Dilaltı bezi
GUDEK : Ottoman Turkish
f. Çocuk, tıfl
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani