Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HAŞUŞ : Ottoman Turkish

Abdesthane, helâ, tuvalet

HAŞV : Ottoman Turkish

Hurmanın kötüsü

HAŞV : Ottoman Turkish

fazladan söz, haşiv

HAŞV-İ KABİH : Ottoman Turkish

Edb: Söze çirkinlik veren kelime fazlalığı

HAŞV-İ MELİH : Ottoman Turkish

Söz arasında ikinci bir kelime veya cümle ile ikinci derecede bir mâna ifade etmek

HAŞV-İ MÜFSİD : Ottoman Turkish

Edb: İbarede yalnız kalabalık etmekle kalmayıp mânâyı da anlaşılmaz hale getiren söz

HAŞVİYYAT : Ottoman Turkish

Söz arasında, lüzumsuz, fazladan olan sözler

HAŞVÎ : Ottoman Turkish

Mânâsız sözler söyleyen, saçma sapan konuşan. * Haşve benziyen

HAŞYET : Ottoman Turkish

Korku ve dehşet

HAŞYET : Ottoman Turkish

sevgiyle karışık korku

HAŞYETEN : Ottoman Turkish

Ürkerek, korku ile

HAŞYETEN LİLLAH : Ottoman Turkish

Allah için korku

HAŞYETULLAH : Ottoman Turkish

Allah korkusu

HAŞÂ' : Ottoman Turkish

(C.: Ehşâ) Nefes tutukluğu. * Nefesin tutulması. * Nâhiye. * Kalb

HAŞÂ-İ BATIN : Ottoman Turkish

Bağırsaklar

HAŞÎN : Ottoman Turkish

kırıcı, katı

HAŞIR : Ottoman Turkish

Toplayan, cem'eden, haşreden

HAŞŞ : Ottoman Turkish

Kat'etmek, kesmek. * Toplamak, cem'etmek. * Davara ot vermek. * Ateş yakmak

HAŞŞAB : Ottoman Turkish

Ağaçtan anlayan. * Ağaç satan

HAŞŞAK : Ottoman Turkish

Bir nehir ismi

HAŞŞAŞ : Ottoman Turkish

Esrar, eroin gibi uyuşturucu maddeler kullanan. Esrarcı, esrar içen

HE'HE' : Ottoman Turkish

Deveyi yulafa çağırmak. * Gülegen adam

HE'HEE : Ottoman Turkish

Deveyi yulafına çağırıp hey hey demek

HE'LE (HÂLE) : Ottoman Turkish

(C.: Hâlât) Ay ağılı, dâire-i kamer

HEB : Ottoman Turkish

(Vehb. den) Bağışla, lutfet (mânasına emir, duâ)