Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HUSÛS : Ottoman Turkish

iş, konu, özellik

HUT : Ottoman Turkish

Balık. Büyük balık. * Şubat ayı içinde güneşin girdiği ve semanın cenub yarısındaki burcun ismi

HUTAB : Ottoman Turkish

(Hutbe. C.) Hutbeler.HUTAE
(C.: Hatâit) Kısa boylu kimse

HUTAF : Ottoman Turkish

(C.: Hatâtif) Demir çengel. * Makaranın iki tarafında olan eğri demir

HUTAME : Ottoman Turkish

Cehennemin beşinci tabakası. İnatçı münkirlerin yeri olup, Gayya Kuyusunun bulunduğu kısım

HUTAME : Ottoman Turkish

cehennem

HUTAT : Ottoman Turkish

Dökülmüş ve saçılmış olan şey

HUTBE : Ottoman Turkish

İlâhi emir ve nehiyleri cemaate beyan ve ihtar etmek. Cuma veya bayram namazlarında müslümanlara hatibin İlâhi ve şer'i emirleri hatırlatan sözleri. (Hatib, bu hutbeyi söylemeye Halife veya İslâm Devlet Reisinden vazife ve salâhiyet almıştır.)

HUTBE : Ottoman Turkish

dinî konuşma

HUTBEHAN : Ottoman Turkish

f. Hutbe okuyan, hatib

HUTEBÂ : Ottoman Turkish

Hutbe okuyanlar. Hatibler

HUTEBÂ : Ottoman Turkish

konuşmacılar

HUTEBÂ-İ UMUMÎ : Ottoman Turkish

f. Herkese hitâbeden, umuma ders verenler

HUTM : Ottoman Turkish

Her kuşun gagasına, her davarın burnunun ucuna ve ağızının önüne derler

HUTRE : Ottoman Turkish

Bina için verilen yemek. * Tatmak

HUTRUŞ : Ottoman Turkish

Kısa

HUTT : Ottoman Turkish

Emir. * Kıssa

HUTTA : Ottoman Turkish

Darp, vurmak. * Zor iş. * Başın önünde olan saç örgüsü

HUTTAF : Ottoman Turkish

(C.: Hatâtîf) Kırlangıç kuşu

HUTU' : Ottoman Turkish

Gitmek

HUTUB : Ottoman Turkish

Erkek çekirge

HUTUF : Ottoman Turkish

(Hatf. C.) Ölümler, vefatlar

HUTUN : Ottoman Turkish

(Hutunet) Evlenme, tezevvüc, teehhül. * Damatlık, damat olma

HUTUR : Ottoman Turkish

Akla gelmek. Hatırlamak

HUTUR ETMEK : Ottoman Turkish

Hatıra gelmek