Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
HUTUT : Ottoman Turkish

(Hatt. C.) Yazılar. Çizgiler * Yollar

HUTUT : Ottoman Turkish

çizgiler, yazılar

HUTUT-U ŞEMSİYE : Ottoman Turkish

Işıklı güneş yolu

HUTUVAT : Ottoman Turkish

(Hutvât-Hutevat) (Hutve. C.) Adımlar. İzler. Yollar. Eserler. * Şeytanın aldatmaları

HUTUVAT-I SİTTE : Ottoman Turkish

"Altı adım. (Kur'an-ı Kerim'deki ""Hutuvat-üş şeytan"" tabirinden istifaze ile, şeytanların ve onların insî mümessilleri olan şerir insanların fitnekâr ve dalâlete sevkedici adımları, izleri ve desiseleri gibi mânalarla alâkalı olarak ""bir mühim eser""e verilen isim) Şeytanın altı desisesi."

HUTUVÂT : Ottoman Turkish

adımlar

HUTVE : Ottoman Turkish

Adım atıldığı zaman iki ayak arasındaki mesafe. * İz. (Bak: Hatve)

HUTÂM : Ottoman Turkish

Kuru cisim kırıntısı. * Yumurta kabuğu. * Çerçöp

HUTÂM-I DÜNYA : Ottoman Turkish

Bu fani dünyanın muvakkat ve boş malı mülkü

HUTÛR : Ottoman Turkish

hatırlama

HUULE : Ottoman Turkish

Dayılık

HUVA : Ottoman Turkish

Tembel olmak

HUVAKA : Ottoman Turkish

Süprüntü

HUVAR : Ottoman Turkish

Bağırış, çığlık, sayha, avaz

HUVASE : Ottoman Turkish

(C.: Huvâsât) Karışık cemaat

HUVELA' : Ottoman Turkish

Çocuk anasından doğduğunda beraber çıkan ince nâzik deri. (Onda yeşil ve kızıl hatlar olur.)

HUVEYN : Ottoman Turkish

Hayvancık. Çok küçük canlı

HUVEYNAT : Ottoman Turkish

Çok küçük hayvancıklar. Mikroplar

HUVEYNE : Ottoman Turkish

hayvancık, mikrop

HUVEYNÂT : Ottoman Turkish

hayvancıklar, mikroplar

HUVEYSAL : Ottoman Turkish

(C.: Huveysalat) Tıb: Ciltte peyda olan bir takım kabarcık

HUVEYZA : Ottoman Turkish

İshal, iç sürgünü

HUVTA : Ottoman Turkish

Arpa, buğday gibi hububat için yapılan avlu veya anbar

HUVVAN : Ottoman Turkish

(Hâin. C.) Hıyanet edenler, hâinler

HUVVARA : Ottoman Turkish

Ağartılmış yemek