Ottoman Turkish
HÜZÎ : Ottoman Turkish
Kedi yavrusu
HÜZÜN : Ottoman Turkish
üzüntü
HÜZÜNGÂH : Ottoman Turkish
hüzün yeri
HÜZÜV : Ottoman Turkish
Maskaralık
HÜŞAD : Ottoman Turkish
Suyu emmeyen sert arâzi
HÜŞDAR : Ottoman Turkish
(Bak: Huşdar)
HÜŞYAR : Ottoman Turkish
Uyanık, akıllı, zeki. Ayık. Uslu.(...İstikbal karanlığı içinde saadet-i ebediyyeye giden nuranî yolu olan sırat-ı müstakime hidayeti istemek.. hem şimdi yatmış nebatat, hayvanat gibi gizlenmiş güneşler, hüşyar yıldızlar, birer nefer misillü emrine müsahhar ve bu misafirhane-i âlemde birer lâmbası ve hizmetkârı olan Zât-ı Zülcelal'in kibriyasını düşünüp Allahü Ekber deyip rükua varmak... S.)
HÜŞYARANE : Ottoman Turkish
f. Akıllıcasına
HÜŞYARÎ : Ottoman Turkish
f. Hüşyarlık, akıllılık
HÜŞYÂR : Ottoman Turkish
uyanık
HI : Ottoman Turkish
Arabça alfabede dokuzuncu harftir. Ebced hesabına göre 600 sayısına işaret eder
HIBA : Ottoman Turkish
Yağmurdan korunmak için kurulan çadır. Tente
HIBA' : Ottoman Turkish
Atâ, bahşiş, hediye
HIBAB : Ottoman Turkish
Sevişmek, muhabbet
HIBALE : Ottoman Turkish
Kement
HIBAT : Ottoman Turkish
Yüzde olan dağ ve nişân. * Davarın ayağında ve uyluğunda yapılan işâret
HIBAZET : Ottoman Turkish
Ekmek yapma mesleği, ekmekçilik
HIBB : Ottoman Turkish
Bahadırlık, kahramanlık. * Gammazlık
HIBBE : Ottoman Turkish
Hımhım otunun tohumu
HIBHER : Ottoman Turkish
Galiz, kaba
HIBK : Ottoman Turkish
Yellenmek
HIBNE : Ottoman Turkish
(C.: Hıben) Büyük çıban
HIBRAK : Ottoman Turkish
Yellenme
HIBRE : Ottoman Turkish
Tecrübe etmek, denemek, sınamak
HIBRE (HABRE) : Ottoman Turkish
(C.: Hıber-Hıberât) Yemeni, alaca renkli bez
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani