Multilingual Turkish Dictionary

Ottoman Turkish

Ottoman Turkish
KECTAB' : Ottoman Turkish

f. Mizacı, tabiatı ters olan kimse, aksi

KECÇEŞM : Ottoman Turkish

f. Şaşı gözlü. Gözü şaşı olan

KED : Ottoman Turkish

f. Ev, hâne, mesken

KED-BANU : Ottoman Turkish

f. Bir daireyi idare eden kâhya kadın

KEDA : Ottoman Turkish

Mekke-i Mükerreme üstünde, Mekâbir yakınında bir yolun adı

KEDA' : Ottoman Turkish

Defetmek, kovmak

KEDAD : Ottoman Turkish

"Araplar arasında mâruf bir erkek eşeğin adı. (Ona nisbet edip ""benat-ul kedad"" derler.)"

KEDB : Ottoman Turkish

Tâze kan

KEDD : Ottoman Turkish

Emek. İş. Çalışma, uğraşma, çabalama

KEDD-İ YEMİN : Ottoman Turkish

El emeği

KEDDERE : Ottoman Turkish

Bulandırdı (meâlinde fiil)

KEDE : Ottoman Turkish

"f. ""Mahal, ev, yer"" anlamına gelir ve birleşik isimler şeklinde kullanılır. Meselâ: Ateşkede, bütkede, meykede... gibi."

KEDEME : Ottoman Turkish

Hareket

KEDEN : Ottoman Turkish

Toprak suyu çekip, yerinde bulanıklık kalmak

KEDER : Ottoman Turkish

Tasa, kaygı, can sıkıntısı. Bulantı. Gam

KEDER : Ottoman Turkish

üzüntü

KEDEREFZÂ : Ottoman Turkish

f. Keder ve sıkıntı veren. Keder verici

KEDERENGİZ : Ottoman Turkish

f. Üzüntü, keder ve sıkıntı meydana getiren

KEDERNÂK : Ottoman Turkish

Keder verici, kederli

KEDEVEN : Ottoman Turkish

Palan atı

KEDH : Ottoman Turkish

Amel, cehd. Sa'y. * Isırma veya yırtma ile hasıl olan iz

KEDHÜDA : Ottoman Turkish

f. Kâhya

KEDİD : Ottoman Turkish

Davar tırnağıyla didilmiş ve yumuşamış olan yumuşak yer

KEDİN : Ottoman Turkish

Etli ve yağlı kişi

KEDİR (KEDİRÂ) : Ottoman Turkish

İçinde hurma ıslanmış süt