Ottoman Turkish
KERBE (KÜRBE) : Ottoman Turkish
Gam, tasa, endişe
KERBELA : Ottoman Turkish
Irakta Seyyid-üş şühedâ Hz. İmam-ı Hüseyin Efendimizin (R.A.) meşhed-i mübârekleri olan yer.(Cibril var haber ver Sultân-ı Enbiyâya.Düşdü Hüseyin atından sahra-yı Kerbelâya) (Kâzım)
KERBELE : Ottoman Turkish
Ayaklarda olan gevşeklik. Yürüdüğünde balçık içinde yürür gibi yürümek. * Buğday ve arpa gibi hububatın kalburlanması
KERBELÂ : Ottoman Turkish
Hazreti Hüseyinin şehit edildiği yer
KERD : Ottoman Turkish
Sürmek. * Def'etmek, kovmak. * Boyun
KERDEM : Ottoman Turkish
Şişman ve kısa boylu olan adam
KERDEME : Ottoman Turkish
Kısa düşman
KERDESE : Ottoman Turkish
Bağ, kayd. * Ayağı bağlı olan kimsenin yürüyüşü
KEREB : Ottoman Turkish
Kova bağladıkları ip. * Suyu yatıp ağızla içmek. * Hurma ağacının kökü
KEREBBE : Ottoman Turkish
Yaz günlerinde kumlu yerlerde biten bir ağaç adı
KEREBE : Ottoman Turkish
(C.: Kirâb) Suyun aktığı yer
KEREFS : Ottoman Turkish
Kereviz otu
KEREM : Ottoman Turkish
"Nefaset, izzet, şeref. Al-i-cenâbâne ihsan, inâyet. * Kıymetli şeyleri kemal-i rıza-i nefisle verme. * Mecd ve şeref. *Cenab-ı Hakk'a atfolunursa eltaf ve ihsan-ı İlâhî kasdedilmiş olur. * İnsan hakkında vasıf sureti ile zikrolunursa; mehasin-i ahlâk ve ef'âl kasdolunur."
KEREM : Ottoman Turkish
iyilik, lütuf, ikram, değer
KEREM ETMEK : Ottoman Turkish
Müsâade etmek, lutfetmek. Razı olmak
KEREMGÜSTER : Ottoman Turkish
f. Cömert, mükrim, kerem sâhibi
KEREMKÂR : Ottoman Turkish
f. Kerem eden, ikram eden. Cömert, eli açık olan, bağışlayan
KEREMKÂR : Ottoman Turkish
keremli
KEREMKÂRÂNE : Ottoman Turkish
keremlice
KEREMNÂMDÂR : Ottoman Turkish
keremiyle tanınan
KEREMPE : Ottoman Turkish
Yun. Denize doğru uzanan kayalık çıkıntı. * Dağın en yüksek yeri, tepesi. * Geminin baş tarafı
KEREMPE BURNU : Ottoman Turkish
Batı Karadeniz kıyısında Cide Kazasının sınırları içinde kalan kara çıkıntısı
KEREMPERVER : Ottoman Turkish
f. Kerem sâhibi. Eli açık, cömert. Mükrim
KEREV : Ottoman Turkish
f. Örümcek, ankebut
KEREVET : Ottoman Turkish
Tahtadan yapılan ve üzerine yatak veya minder konularak yatmağa ve oturmağa yarayan yüksekçe yer
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani