Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

KONUYU ANLAMAMAK : Turkish English

v. miss the point

KONUYU AYNI YÖNDEN ELE ALAN : Turkish English

adj. synoptic

KONUYU DAĞITMA : Turkish English

n. peregrination

KONUYU DAĞITMAK : Turkish English

v. digress, ramble

KONUYU DEĞİŞTİRMEK : Turkish English

v. change the subject

KONUYU İNCELEMEK : Turkish English

v. go into the matter

KONUYU SAPTIRMAK : Turkish English

v. start a hare

KONUŞAMAMAK : Turkish English

v. be tongue tied

KONUŞAMAZ : Turkish English

adj. inarticulate

KONUŞAN : Turkish English

adj. talking, speaking, spoken

KONUŞAN : Turkish English

n. talker

KONUŞAN : Turkish English

spoken

KONUŞAN BEBEK : Turkish English

n. talking doll

KONUŞAN KİMSE : Turkish English

n. utterer

KONUŞAN OYUNCAK : Turkish English

n. talking toy

KONUŞAN PAPAĞAN : Turkish English

n. talking parrot

KONUŞAN SÖZLÜK : Turkish English

n. talking dictionary

KONUŞARAK BASTIRMAK : Turkish English

v. talk down

KONUŞARAK KÖR İNİŞ YAPTIRMAK (UÇAK) : Turkish English

v. talk down

KONUŞARAK ZAMAN GEÇİRMEK : Turkish English

v. talk away

KONUŞKAN : Turkish English

adj. talkative, chatty, communicative, articulate, conversational, forthcoming, gabby, garrulous, glib, gushy, loquacious, talky, vocal, voluble

KONUŞKAN KİMSE : Turkish English

n. chatter, chatterbox, talker, communicator

KONUŞKAN OLMAYAN : Turkish English

adj. uncommunicative

KONUŞKANLIK : Turkish English

n. talkativeness, loquaciousness, expansiveness, gab, loquacity, volubility

KONUŞMA : Turkish English

adj. spoken, talking