Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

KÖTÜ ETKİ : Turkish English

n. contagion

KÖTÜ ETKİLENMİŞ : Turkish English

adj. shaken

KÖTÜ ETKİSİ OLAN : Turkish English

adj. damaging

KÖTÜ FİKİRLER AŞILAYAN KİMSE : Turkish English

n. poisoner

KÖTÜ GİTMEK : Turkish English

v. do badly, come off badly, fall down

KÖTÜ GİTTİ : Turkish English

fared ill

KÖTÜ GÜN : Turkish English

n. dark day

KÖTÜ HABER : Turkish English

n. bad news, job's news, job's post

KÖTÜ HABER GETİREN KİMSE : Turkish English

n. bearer of ominous tidings

KÖTÜ HABERİ ALIŞTIRA ALIŞTIRA VERMEK : Turkish English

eak the bad news

KÖTÜ HARCAMAK : Turkish English

v. misspend

KÖTÜ HAREKET : Turkish English

n. misdeed

KÖTÜ HAVA KOŞULLARI : Turkish English

n. rigors of the weather

KÖTÜ HAVA ŞARTLARINA DAYANIKLI : Turkish English

adj. weatherproof

KÖTÜ HAVADAN AŞINMA : Turkish English

n. weathering

KÖTÜ HAVADAN ETKİLENMİŞ : Turkish English

n. weather worn

KÖTÜ HİSSETMEK : Turkish English

v. feel bad, feel sick, feel queer, feel wretched

KÖTÜ HUY : Turkish English

n. black dog

KÖTÜ HUYLU : Turkish English

adj. ill-natured, bad tempered, ill-tempered, wicked, ill-bred, cankered, ill affected, of bad character, ill disposed, ill-humored, ill humoured [Brit.], perverse

KÖTÜ HÜKÜMET : Turkish English

v. misrule

KÖTÜ İDARE : Turkish English

n. misconduct

KÖTÜ İDARE ETMEK : Turkish English

v. mishandle, misconduct

KÖTÜ İZLENİM BIRAKMAK : Turkish English

v. blight

KÖTÜ İÇKİ : Turkish English

n. rotgut

KÖTÜ İŞ GÖREN KİMSE : Turkish English

n. botcher