Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

KÜÇÜK FİLO : Turkish English

n. flotilla

KÜÇÜK FLÜT : Turkish English

n. piccolo, flageolet

KÜÇÜK FOTOĞRAF MAKİNESİ : Turkish English

n. candid camera

KÜÇÜK FRANCALA : Turkish English

n. gem

KÜÇÜK FIÇI : Turkish English

n. firkin, kilderkin

KÜÇÜK GAZETE : Turkish English

n. tabloid

KÜÇÜK GELMEK : Turkish English

v. outgrow, overgrow, have outgrown smth

KÜÇÜK GEMİCİ KUTUSU : Turkish English

n. ditty box

KÜÇÜK GEMİCİ TORBASI : Turkish English

n. ditty bag

KÜÇÜK GEVİŞ GETİREN BİR HAYVAN (HİNDİSTAN) : Turkish English

n. chevrotain

KÜÇÜK GEZEGEN : Turkish English

n. planetoid, asteroid

KÜÇÜK GÖREN : Turkish English

adj. snorty

KÜÇÜK GÖREREK TISLAMAK : Turkish English

v. hiss

KÜÇÜK GÖRME : Turkish English

n. misprision

KÜÇÜK GÖRMEK : Turkish English

v. underestimate, look down, look down on, underrate, belittle, be disdainful of, disparage, misprize, patronize, upstage

KÜÇÜK HALI : Turkish English

n. rug

KÜÇÜK HANÇER : Turkish English

n. stylet

KÜÇÜK HANIM : Turkish English

n. damsel

KÜÇÜK HANIM (HİZMETÇİ TARAFINDAN) : Turkish English

n. missy

KÜÇÜK HAP : Turkish English

n. pilule

KÜÇÜK HAPİSHANE : Turkish English

n. calaboose

KÜÇÜK HARCAMALAR : Turkish English

n. incidental

KÜÇÜK HARF : Turkish English

n. minuscule, small letter, lower case

KÜÇÜK HARFLE EL YAZISI : Turkish English

n. minuscule

KÜÇÜK HARFLE YAZILI : Turkish English

adj. minuscule