Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

UÇAK TUTMASI : Turkish English

n. air sickness

UÇAK TUTMUŞ : Turkish English

adj. air sick

UÇAK UZAKTAN KUMANDA SİNYALİ : Turkish English

n. guide beam

UÇAK YOLCULUĞU SONRASI SERSEMLİK : Turkish English

n. jet lag, jet syndrome, jet fatigue

UÇAK YÜKÜ : Turkish English

n. air freight

UÇAK ŞEMSİYESİ : Turkish English

n. air umbrella

UÇAKLA GİTMEK : Turkish English

v. fly

UÇAKLA GİTMEYİ TERCİH EDERİM. : Turkish English

I prefer to go by plane

UÇAKLA GÖNDERİLEN PAKET : Turkish English

n. air parcel

UÇAKLA HAVAYA YAZI YAZAN KİMSE : Turkish English

n. skywriter

UÇAKLA İLGİLİ : Turkish English

adj. aero

UÇAKLA REKLÂM : Turkish English

n. sky advertising

UÇAKLA TAŞIMA : Turkish English

n. airlift

UÇAKLA TAŞIMAK : Turkish English

v. airlift

UÇAKLA TAŞINAN : Turkish English

adj. airborne

UÇAKLAR : Turkish English

n. aircraft

UÇAKLARIN HAVA HÜCUMUNA KARŞI DAĞITILDIKLARI SAHA : Turkish English

n. dispersal area, dispersal apron

UÇAKSAVAR : Turkish English

adj. antiaircraft

UÇAKSAVAR : Turkish English

n. antiaircraft gun, flak

UÇAKSAVAR ATEŞİ : Turkish English

n. ack ack, flak, prang

UÇAKSAVAR ATIŞ NOKTASINI BELİRLEYEN ALET : Turkish English

n. predictor

UÇAKSAVAR FÜZE : Turkish English

n. surface to air missile

UÇAKSAVAR İLE DÜŞÜRMEK : Turkish English

v. prang

UÇAKSAVAR TOPU : Turkish English

n. ack ack, Archibald, Archie

UÇAKTA : Turkish English

adv. aboard