Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

BAŞKA TARAFA ÇEVİRMEK : Turkish English

v. avert

BAŞKA TÜRLÜ : Turkish English

adv. else, other, otherwise

BAŞKA TÜRLÜ GÖSTERMEK : Turkish English

v. dissemble, dissimulate

BAŞKA YERDE : Turkish English

adv. elsewhere, otherwhere

BAŞKA YERDE KALMAK : Turkish English

v. stay away

BAŞKA YERE : Turkish English

adv. elsewhere

BAŞKA YERE DİKMEK : Turkish English

v. transplant

BAŞKA YERE GÖTÜRMEK : Turkish English

v. remove

BAŞKA YERE YERLEŞMEK : Turkish English

v. transmigrate

BAŞKA YÖNE ÇEKMEK : Turkish English

v. divert

BAŞKA ZAMAN : Turkish English

adv. else

BAŞKA ZAMANDA : Turkish English

adv. otherwhile

BAŞKA ŞİRKET HİSSELERİNE YATIRIM YAPAN ŞİRKET : Turkish English

n. mutual fund

BAŞKACA : Turkish English

adv. otherwise

BAŞKACA : Turkish English

prep. besides

BAŞKALARI : Turkish English

n. everybody else

BAŞKALARINA İBRET OLSUN DİYE CEZALANDIRMAK : Turkish English

v. make an example of

BAŞKALARINI DÜŞÜNEN : Turkish English

adj. altruistic

BAŞKALARINI DÜŞÜNME : Turkish English

n. altruism

BAŞKALARININ DÜŞÜNCELERİNE SAYGILI : Turkish English

adj. broadminded

BAŞKALARININ SIRTINDAN GEÇİNMEK : Turkish English

v. batten on others

BAŞKALAŞAN : Turkish English

adj. metamorphic

BAŞKALAŞAN BÖCEKLERDE LAVRADAN SONRAKİ DEVRE : Turkish English

n. pupa

BAŞKALAŞMA : Turkish English

n. alteration

BAŞKALAŞMAK : Turkish English

v. alter, grow different, metamorphose, vary