Multilingual Turkish Dictionary Turkish English

BAŞKA DİLDEN ALINMIŞ KELİME : Turkish English

n. borrowed word

BAŞKA DİNDEN BİRİ İLE EVLİLİK : Turkish English

n. mixed marriage, marriage in which the husband and wife are of different religions or races

BAŞKA DÜNYALAR : Turkish English

n. other worlds

BAŞKA DÜNYALI : Turkish English

adj. otherworldly

BAŞKA EVE TAŞINMA : Turkish English

n. flit

BAŞKA EVE TAŞINMAK : Turkish English

v. flit

BAŞKA EYALETTEN OLAN : Turkish English

adj. out of state

BAŞKA GEMİYE AKTARMAK : Turkish English

v. transship

BAŞKA HASTALIĞA KARIŞAN : Turkish English

adj. intercurrent

BAŞKA HİÇ KİMSE : Turkish English

pron. nobody else

BAŞKA İKLİME AİT : Turkish English

adj. exotic

BAŞKA İLGİ ÇEKİCİ NELER VAR : Turkish English

What other interesting things are there to see

BAŞKA KABA BOŞALTMAK : Turkish English

v. pour off

BAŞKA KELİMELERLE AÇIKLAMAK : Turkish English

v. paraphrase

BAŞKA KELİMELERLE İFADE ETMEK : Turkish English

v. reword

BAŞKA KİMSE : Turkish English

pron. nobody else

BAŞKA KİMSEYİ KONUŞTURMAMAK : Turkish English

v. monopolize the conversation

BAŞKA KONUYLA : Turkish English

adv. otherwise

BAŞKA ORGANLARA BULAŞMA : Turkish English

n. metastasis

BAŞKA RENK KÂĞIT OYNAMAK : Turkish English

v. renounce

BAŞKA RENKLERİ VAR MI : Turkish English

Do you have it in any other colors

BAŞKA SÖZCÜĞÜN YERİNE GEÇEN SÖZCÜK : Turkish English

n. substitute

BAŞKA TARAFA DÖNDÜRMEK : Turkish English

v. turn away

BAŞKA TARAFA YÖNLENDİRMEK : Turkish English

v. redirect

BAŞKA TARAFA ÇEKMEK : Turkish English

v. distract