Multilingual Turkish Dictionary Turkish German

SÖZLEŞME : Turkish German

Abkommen [das], Konvention [die], Übereinkunft [die], Vereinbarung [die], Vertrag [der]

SÖZLEŞME GEREĞİNCE : Turkish German

vertragsmäßig

SÖZLEŞMEK : Turkish German

ausmachen, sich verabreden

SÖZLEŞMENİN BOZULMASI : Turkish German

Vertragsbruch [der]

SÖZLEŞMEYE AYKIRI : Turkish German

vertragswidrig

SÖZLEŞMEYE GÖRE : Turkish German

vertraglich

SÖZLEŞMEYİ BOZMAK : Turkish German

vertragsbrüchig werden

SÖZLÜ : Turkish German

mündlich

SÖZLÜK : Turkish German

Wörterbuch [das], Glossar [das], Lexikon [das]

SÖZVARLIĞI : Turkish German

Vokabular [das]

SÖZÜ GEÇEN : Turkish German

esagt, einflußreich

SÖZÜ GEÇMEK : Turkish German

die erste Geige spielen, sich durchsetzen

SÖZÜ SÖZÜNE UYMAYAN : Turkish German

unberechenbar

SÖZÜ ÇOK UZATAN : Turkish German

weitschweifig

SÖZÜMONA : Turkish German

sogenannt, vermeintlich

SÖZÜN KISASI : Turkish German

mit einem Wort

SÖZÜNÜ BİTİRMEK : Turkish German

ausreden, aussprechen

SÖZÜNÜ DİNLEMEK : Turkish German

auf jdn hören

SÖZÜNÜ DİNLETMEK : Turkish German

durchsetzen

SÖZÜNÜ ESİRGEMEDEN : Turkish German

frank und frei, unverblümt

SÖZÜNÜ ESİRGEMEMEK : Turkish German

kein Blatt vor den Mund nehmen

SÖZÜNÜ KESMEK : Turkish German

jdm das Worte entziehen, unterbrechen

SÖZÜNÜ TUTMAK : Turkish German

sein Wort halten

SÖZÜNÜ TUTMAMAK : Turkish German

echen

SÖZÜNÜ YERİNE GETİRMEK : Turkish German

einlösen