Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HİPOTENÜS : Turkish Turkish

ir dik üçgende, dik açının karşısında bulunan kenar

HİPOTETİK : Turkish Turkish

varsayımsal, °farazi

HİPOTEZ : Turkish Turkish

varsayım, °faraziye

HİPPİ : Turkish Turkish

hippiliğe katılan, hippiliği benimseyen kimse

HİPPİLİK : Turkish Turkish

toplumsal düzene ve tüketime karşı çıkan, derbederce yaşayan, örgütlenmemiş gençlik hareketi

HIR : Turkish Turkish

kavga, dala?

HIR ÇIKARMAK : Turkish Turkish

kavga, gürültü etmek

HIR GÜR : Turkish Turkish

- hırgür

HIRA : Turkish Turkish

zayıf, cılız

HIRA : Turkish Turkish

çok yiyen, obur

HIRBO : Turkish Turkish

ıriyarı (kimse)

HIRBO : Turkish Turkish

sersem, salak ve kaba saba (kimse)

HIRBOLUK : Turkish Turkish

sersemlik, salaklık

HIRÇIN : Turkish Turkish

olur olmaz şeylere sinirlenip huysuzluk eden, kırıcı davranan, huysuz (kimse)

HIRÇIN : Turkish Turkish

(ses için) tiz, öfkeli

HIRÇINLAŞMA : Turkish Turkish

hırçınlık etme

HIRÇINLAŞMAK : Turkish Turkish

hırçınlık etmek, hırçın davranmak

HIRÇINLIK : Turkish Turkish

hırçın olma durumu ya da hırçın davranış

HIRÇINLIK ETMEK ( YA DA YAPMAK) : Turkish Turkish

huysuzluk, aksilik etmek, ters davranmak

HIRDAVAT, -TI : Turkish Turkish

kilit, menteşe, tel, çivi, vida gibi metal eşya

HIRDAVAT, -TI : Turkish Turkish

önemsiz, ufak tefek eşya, gereksiz eşya

HIRDAVATÇI : Turkish Turkish

hırdavat satan kimse, °nalbur

HIRDAVATÇILIK : Turkish Turkish

hırdavatçının işi, nalburluk

HIRGÜR : Turkish Turkish

geçimsizlik, kavga

HIRGÜR ÇIKARMAK : Turkish Turkish

kavga etmek, kavga çıkarmak