Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
HOŞBEŞ : Turkish Turkish

uluşanlar arasında hatır sormak amacıyla söylenen ilk sözler

HOŞBEŞ ETMEK : Turkish Turkish

konuşmak, söyleşmek

HOŞÇA : Turkish Turkish

hoş bir biçimde olan

HOŞÇA : Turkish Turkish

hoş olarak, iyice, güzelce

HOŞÇA KAL : Turkish Turkish

- hoşçakal

HOŞÇA VAKİT GEÇİRMEK : Turkish Turkish

eğlenmek

HOŞÇAKAL : Turkish Turkish

ayrılan kimsenin kalanlara söylediği bir esenleme sözü

HOŞGÖRÜ : Turkish Turkish

her şeyi anlayışla karşılayarak olabildiği kadar hoş görme durumu, °müsamaha, °tolerans

HOŞGÖRÜ : Turkish Turkish

ir yumrukoyuncusunun ağırlık sınıfındaki ağırlığının kabul edilecek kadar azlığı ya da çokluğu

HOŞGÖRÜCÜ : Turkish Turkish

hoşgörülü, °müsamahakâr, toleranslı

HOŞGÖRÜCÜLÜK : Turkish Turkish

sistemleştirilmiş hoşgörücü tutum

HOŞGÖRÜLÜ : Turkish Turkish

hoşgörüsü olan, hoşgörüyle davranan, müsamahalı, toleranslı

HOŞGÖRÜRLÜK : Turkish Turkish

hoşgörüyle davranma durumu

HOŞGÖRÜSÜZ : Turkish Turkish

hoşgörüsü olmayan, hoşgörüyle davranmayan, müsamahasız, toleranssız

HOŞGÖRÜSÜZLÜK : Turkish Turkish

hoşgörüsüz olma durumu, müsamahasızlık, toleranssızlık

HOŞHOŞ : Turkish Turkish

köpek

HOŞLANMA : Turkish Turkish

hoşlanma eylemi, beğenme

HOŞLANMAK : Turkish Turkish

hoşuna gitmek, hoşut olmak; zevk almak, beğenmek

HOŞLANMAK : Turkish Turkish

(bitki, hayvan için) bir yerde yaşamayı, yetişmeyi sevmek

HOŞLAŞMAK : Turkish Turkish

hoş duruma gelmek, iyilik hissetmek

HOŞLAŞMAK : Turkish Turkish

eğenmek

HOŞLAŞMAK : Turkish Turkish

irbirinden hoşlanmak

HOŞLUK : Turkish Turkish

hoş olma durumu, °letafet

HOŞLUK : Turkish Turkish

(bir sıfatıyla) her zaman görülmeyen, iyiye yorulmaz durum

HÖSMEK : Turkish Turkish

susmak