Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
İÇECEK : Turkish Turkish

ıçilen her şey, °meşrubat

İÇECEK : Turkish Turkish

ıçilmeye elverişli

İÇEDÖNÜK : Turkish Turkish

gerginlik ve çatışma durumlarında kendi içine kapanarak başkalarından kaçan (kimse)

İÇEDÖNÜKLÜK : Turkish Turkish

kişinin dikkat ve ilgisinin, dış çevreden çok, öncelikle kendi duygu ve yaşantıları üzerinde toplanması durumu

İÇEDÖNÜŞ : Turkish Turkish

kişiliğin gelişiminde dış dünya ile bağların zayıflayarak kendi benliğine yönelmesi

İÇEK, -Kİ : Turkish Turkish

kimi dillerde sözcük kökünün içine giren ek

İÇEKAPANIK : Turkish Turkish

dış dünyaya karşı ilgi ve ilişkisi güçsüz, içine kapanık (kimse)

İÇEKAPANIKLIK : Turkish Turkish

ıçekapanık olma durumu

İÇEKAPANIŞ : Turkish Turkish

ıçedönüş

İÇERİ ATMAK (ALMAK YA DA TIKMAK) : Turkish Turkish

hapsetmek

İÇERİ DÜŞMEK (İÇERİYİ BOYLAMAK) : Turkish Turkish

hapse girmek

İÇERİ GİRMEK : Turkish Turkish

ir iş ya da alışverişte zarar etmek

İÇERİ GİRMEK : Turkish Turkish

hapse girmek

İÇERİ, -Yİ, İÇERİSİ, -Nİ : Turkish Turkish

ıç yan, iç bölüm

İÇERİ, -Yİ, İÇERİSİ, -Nİ : Turkish Turkish

(belirtilen durumunda) ıç, iç yüzey

İÇERİ, -Yİ, İÇERİSİ, -Nİ : Turkish Turkish

ıç yüzeyde, iç bölümde olan

İÇERİ, -Yİ, İÇERİSİ, -Nİ : Turkish Turkish

ıç yana, iç yana doğru

İÇERİ, -Yİ, İÇERİSİ, -Nİ : Turkish Turkish

gönül, yürek

İÇERİ, -Yİ, İÇERİSİ, -Nİ : Turkish Turkish

hapishane

İÇERİDE OLMAK : Turkish Turkish

zarar etmiş olmak

İÇERİDEN EVLENME : Turkish Turkish

- içevlilik

İÇERİK : Turkish Turkish

ir şeyin içinde bulunan öğelerin tümü, °muhteva, °mazruf

İÇERİK : Turkish Turkish

ir anlatımda verilmek istenen öz; düşünce, duygu ve imgelerin tümü

İÇERİK : Turkish Turkish

herhangi bir ruhsal süreç ya da düşünsel işlevi oluşturan öğelerin tümü

İÇERİK : Turkish Turkish

ir tümce ya da yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaşılabilen, °zımni