Turkish Turkish
İZLEMEK : Turkish Turkish
herhangi bir olayla ilgilenmek
İZLENCE : Turkish Turkish
elirli koşullara ve bir düzene göre yapılması öngörülen işlemlerin, eylemlerin tümü, °program
İZLENCE : Turkish Turkish
ir bayram, gösteri vb. süresince öngörülen şeyleri gösteren metin, °program
İZLENCE : Turkish Turkish
u biçimde öngörülen yayınlar, gösteriler
İZLENCE : Turkish Turkish
siyasal partilerin, toplumsal örgütlerin, hükümetlerin açıkladıkları ana ilkelerin, amaçların tümü
İZLENCE : Turkish Turkish
(radyo ya da televizyon yayımlarında) kendi başına bir bütün oluşturan bölümlerden her biri
İZLENCE : Turkish Turkish
ilgisayara bir işlemi yaptırmak için yazılan komutlar dizisi, °program
İZLENİM : Turkish Turkish
ir durum ya da olayın duyular yoluyla insan üzerinde bıraktığı etki, °intiba
İZLENİM : Turkish Turkish
uyaranların, duyu organları ve ilişkili sinirler üzerindeki etkileri ya da belirli bir durumun kişi üzerindeki çözümlenmemiş tüm etkisi, °intiba
İZLENİM BIRAKMAK ( YA DA UYANDIRMAK) : Turkish Turkish
görünümünde olmak
İZLENİMCİ : Turkish Turkish
ızlenimcilik yanlısı olan (sanat ya da sanatçı), °empresyonist
İZLENİMCİ : Turkish Turkish
kesin bir doğruluğu olmayıp duyumlara, izlenime dayanan
İZLENİMCİLİK : Turkish Turkish
doğayı, gerçekte olduğu gibi bütün ayrıntılarına bağlı kalarak değil, ondan edinilen izlenimin ölçüsüne göre anlatan; doğrudan doğruya gerçeği, nesneyi değil de onun sanatçıda uyandırdığı duyumları vermeyi yeğleyen sanat akımı, °empresyonizm
İZLENİMCİLİK : Turkish Turkish
sanatta, dış etkilerin içe yansıması, içte izler bırakması ve bu izlere dayanarak sanat yapıtlarını yaratması
İZLENİMSEL : Turkish Turkish
ızlenim özelliği taşıyan
İZLENİŞ : Turkish Turkish
ızlenmek eylemi ya da biçimi
İZLENME : Turkish Turkish
ızlenmek eylemi
İZLENME ORANI : Turkish Turkish
(televizyon izlencesi için) ilgi derecesini gösteren izlenme oranı, °reyting
İZLENMEK : Turkish Turkish
ızlemek eylemi yapılmak, takip edilmek
İZLETİLME : Turkish Turkish
ızletilmek eylemi
İZLETİLMEK : Turkish Turkish
ızlenmesi sağlanmak
İZLETMEK : Turkish Turkish
ızlemesini sağlamak
İZLEYİCİ : Turkish Turkish
ızlemek eylemini yapan (kimse), seyirci
İZLEYİCİ : Turkish Turkish
ızlemekle yetinip etkin olmayan
İZLİ : Turkish Turkish
ızi olan
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani