Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
(BİRİNE) KILÇIK ATMAK : Turkish Turkish

ir kimsenin işini karıştırmak, bozmak

(BİRİNE) KOL KANAT OLMAK : Turkish Turkish

yardım etmek, korumak, himaye etmek

(BİRİNE) KOLAYLIK GÖSTERMEK : Turkish Turkish

yapabilme yolu, olanağı sağlamak

(BİRİNE) KOLLARINI AÇMAK : Turkish Turkish

içtenlikle karşılamak ya da kucaklamaya hazırlanmak

(BİRİNE) KOLLARINI AÇMAK : Turkish Turkish

korumak, yardım etmek

(BİRİNE) KOLTUK VERMEK : Turkish Turkish

yüzüne karşı övmek

(BİRİNE) KREDİ AÇMAK : Turkish Turkish

irine peşin para istemeden belirli bir ölçüye kadar mal vermeyi kabul etmek

(BİRİNE) KREDİ AÇMAK : Turkish Turkish

ödünç para vermeyi üstüne almak

(BİRİNE) KUCAK AÇMAK : Turkish Turkish

korumak; sığınacak yer vermek

(BİRİNE) KUL KÖLE ( YA DA KUL KURBAN) OLMAK : Turkish Turkish

tam bir doğruluk ve özveriyle bağlanarak, bütün isteklerini yerine getirmeye hazır olmak

(BİRİNE) KÜLAH GİYDİRMEK : Turkish Turkish

hile ile, oyunla aldatmak

(BİRİNE) KÜLAHINI TERS GİYDİRMEK : Turkish Turkish

çok kurnaz olmak

(BİRİNE) MALUM OLMAK : Turkish Turkish

içine doğmak

(BİRİNE) MEDYUN OLMAK : Turkish Turkish

kendini birine karşı borçlu hissetmek

(BİRİNE) MEFTUN OLMAK : Turkish Turkish

tutulmak, gönül vermek, vurulmak

(BİRİNE) MUHTAÇ ETMEK : Turkish Turkish

irini, gereksinim duyduğu bir şeyi başkasından sağlamak zorunda bırakmak

(BİRİNE) MÜŞKÜLAT ÇIKARMAK : Turkish Turkish

yapmakta bulunduğu işi güçleştirecek durumlar yaratmak

(BİRİNE) MUZİPLİK ETMEK : Turkish Turkish

ir kimseye şaka yollu sözler söylemek

(BİRİNE) NAZI GEÇMEK : Turkish Turkish

dileğini kabul ettirecek kadar hatırı sayılmak

(BİRİNE) NOTUNU ( YA DA NUMARASINI) VERMEK : Turkish Turkish

ir kimse için kötü bir kanıya varmak

(BİRİNE) OT YOLDURMAK : Turkish Turkish

çok zor bir iş gördürmek, çok uğraştırmak

(BİRİNE) ÖYLE GELMEK : Turkish Turkish

sanmak, °zannetmek

(BİRİNE) OYUN ETMEK ( YA DA OYNAMAK) : Turkish Turkish

kurnazlıkla birini aldatmak

(BİRİNE) PERVANE OLMAK : Turkish Turkish

üyük bir bağlılıkla yanından ayrılmamak

(BİRİNE) PÖSTEKİ SAYDIRMAK : Turkish Turkish

içinden çıkılmaz bir iş yükleyip uğraştırmak