Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
KIZILYARA : Turkish Turkish

aslanpençesi, °şirpençe

KIZILYÖRÜK : Turkish Turkish

yılancık

KIZIM SANA SÖYLÜYORUM, GELİNİM SEN ANLA (DİNLE YA DA İŞİT) : Turkish Turkish

doğrudan doğruya kendisine söylenemeyen düşünce ve uyarıların, o kimsenin çok yakınına söylendiğinde kullanılır

KIZINI ( YA DA EVLADINI) DÖVMEYEN DİZİNİ DÖVER : Turkish Turkish

kızını, çocuğunu gerektiği gibi eğitmeyen, ilerde çok pişman olur

KİZİR : Turkish Turkish

köy muhtarı yardımcısı; köy kâhyası; köy bekçisi

KIZIŞIK : Turkish Turkish

kızışmış olan, şiddetli

KIZIŞMA : Turkish Turkish

kızışmak eylemi

KIZIŞMAK : Turkish Turkish

yüksek bir dereceyi bulmak, çok ısınmak

KIZIŞMAK : Turkish Turkish

(bitkiler için) islaklık ve mikropların etkisi altında çürürken ısınmak

KIZIŞMAK : Turkish Turkish

zorlu, sert, kızışık bir durum almak, şiddetlenmek

KIZIŞMAK : Turkish Turkish

hızlanmak, hareketlenmek

KIZIŞMAK : Turkish Turkish

(hayvan için) eş isteme zamanı gelmek, kösnümek

KIZIŞTIRMA : Turkish Turkish

kızıştırmak eylemi

KIZIŞTIRMAK : Turkish Turkish

kızışmasını sağlamak

KIZIŞTIRMAK : Turkish Turkish

ısteklendirmek, canlandırmak, çoşturmak, °gayret vermek

KIZKALBİ, -Nİ : Turkish Turkish

şahterengillerden, yürek biçiminde pembe çiçekli bir süs bitkisi (dicentra)

KIZKUŞU, -NU : Turkish Turkish

yenebilen, başı sorguçlu, koyu yeşilimsi renkte esmer, küçük bir kuş (vanellus vanellus)

KIZLAR AĞASI : Turkish Turkish

osmanlı sarayındaki haremağalarının başı

KIZLIK : Turkish Turkish

kız olma durumu, erdenlik, °bekâret

KIZLIK : Turkish Turkish

ir kadının evlenmeden önceki yaşantısıyla ilgili, o döneme özgü

KIZLIK : Turkish Turkish

üvey kız

KIZLIK ZARI : Turkish Turkish

cinsel ilişkide bulunmamış kızların dölyolunu kısmen kapayan zar, °himen

KIZMA : Turkish Turkish

kızmak eylemi

KIZMABİRADER : Turkish Turkish

zarla oynanan bir oyun

KIZMAK, -AR : Turkish Turkish

isıtılan ya da ısınan bir nesnenin sıcaklığı çok artmak