Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
MERTLİK : Turkish Turkish

yiğitlik, kahramanlık

MERYEM ANA DİKENİ ( YA DA PEYGAMBER DİKENİ) : Turkish Turkish

devedikeni

MERYEM ANA KANDİLİ GİBİ : Turkish Turkish

zayıf yanan (ışık)

MERYEMANAELDİVENİ, -Nİ : Turkish Turkish

çançiçeğinin bir türü (campanula medium)

MERYEMPELESENGİ, -Nİ : Turkish Turkish

kabuklarından aynı adla anılan bir reçine çıkaralan ve antil adalarında yetişen bir ağaç (calophyllum calaba)

MESABE : Turkish Turkish

derece, değer, °rütbe

MESABESİNDE : Turkish Turkish

yerinde, değerinde, hükmünde

MESAFE : Turkish Turkish

ara, uzaklık

MESAFE : Turkish Turkish

ilişkilerde çok içten olmama durumu, °resmiyet

MESAFE BIRAKMAK ( YA DA KOYMAK) : Turkish Turkish

ilişkilerde samimi olmamak

MESAHA : Turkish Turkish

yeri ölçme

MESAHA : Turkish Turkish

yüzölçümü

MESAİ : Turkish Turkish

çalışma, emek

MESAİ SAATİ : Turkish Turkish

çalışma saatleri, iş zamanı

MESAİ YAPMAK ( YA DA MESAİYE KALMAK) : Turkish Turkish

ir iş yerinde, yasal günlük iş süresi dışında bir ücretle fazla çalışmak

MESAJ : Turkish Turkish

irine verilen gönderilen bilgi, haber

MESAJ : Turkish Turkish

ir devlet büyüğünün, bir sorumlunun belirli bir nedenle ilgililere gönderdiği bildiri

MESAJ : Turkish Turkish

ildirme yazısı, ileti

MESAJ : Turkish Turkish

yazı ya da sözle anlatılması, vurgulanması amaçlanan duygu ya da düşünce

MESAJ BIRAKMAK : Turkish Turkish

(yazı ya da sözle) bilgi vermek

MEŞAKKAT ÇEKMEK : Turkish Turkish

sıkıntı içinde olmak, sıkıntılara katlanmak

MEŞAKKAT, -Tİ : Turkish Turkish

güçlük, sıkıntı. zorluk

MEŞAKKATE KATLANMAK : Turkish Turkish

güçlüğe, sıkıntıya göğüs germek

MEŞAKKATLİ : Turkish Turkish

güç olan, sıkıntılı

MEŞAKKATSİZ : Turkish Turkish

güç olmayan, sıkıntısız