Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
MÜRŞİT : Turkish Turkish

doğru yolu gösteren, kılavuz

MÜRŞİT : Turkish Turkish

müritlerine tasavvufu öğreten, sırları ve gerçekleri gösteren tarikat şeyhi

MÜRT : Turkish Turkish

ölmüş, gebermiş (hayvan)

MÜRT OLMAK : Turkish Turkish

ölmek, gebermek

MÜRTECİ, -İ : Turkish Turkish

gerici

MÜRTEFİ, -İ : Turkish Turkish

yükselen, yüksek bir yere çıkmış olan

MÜRTEFİ, -İ : Turkish Turkish

yüksek, yüce

MÜRTEKİP : Turkish Turkish

(para, kazanç karşılığı olarak) kötü, uygunsuz işler çeviren

MÜRTEKİP : Turkish Turkish

üşvet yiyen, yiyici

MÜRTESEM : Turkish Turkish

esimle süslenmiş, resimli

MÜRTESEM : Turkish Turkish

ızdüşüm, °projeksiyon

MÜRTET, -DDİ : Turkish Turkish

müslümanlığı bırakıp başka bir dine geçmiş olan (kimse)

MÜRUR : Turkish Turkish

geçme, bir taraftan girip diğer taraftan çıkma

MÜRUR : Turkish Turkish

geçip gitme, sona erme

MÜRURİYE : Turkish Turkish

geçmelik

MÜRURUZAMAN : Turkish Turkish

süreaşımı, zamanaşımı

MÜRÜVVET, -Tİ : Turkish Turkish

ir ailede çocukların doğumu, sünneti, evliliği, iyi bir göreve geçmeleri gibi olaylardan duyulan mutluluk, sevinç

MÜRÜVVET, -Tİ : Turkish Turkish

yiğitlik, mertlik

MÜRÜVVET, -Tİ : Turkish Turkish

ıyilikseverlik, cömertlik

MÜRÜVVETİNİ GÖRMEK : Turkish Turkish

(anne, baba için) çocuklarının sevinçli günlerini görerek mutluluk duymak

MÜRÜVVETLİ : Turkish Turkish

ınsanlığı olan, iyiliksever, insaniyetli

MÜRÜVVETSİZ : Turkish Turkish

ınsanlığı olmayan, insaniyetsiz

MÜRVER : Turkish Turkish

hanımeligillerden, yaprakları karşılıklı, demet durumundaki çiçeklerinden hekimlikte yararlanılan, meyvesi zeytine benzer bir bitki (sambucus)

MUŞ : Turkish Turkish

altı düz, küçük gezinti vapuru

MÜSAADE : Turkish Turkish

ızin, °icazet, °ruhsat