Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
NİŞANCILIK : Turkish Turkish

nişancı olma durumu

NİŞANE : Turkish Turkish

ım, belirti

NİŞANGÂH : Turkish Turkish

ateşli silahlarda, namluya hedefin uzaklığına ve bulunduğu yerin yüksekliğine göre gereken yükseliş açısını veren, silahı bu hedefe doğrultmaya yarayan aygıt

NİŞANGÂH : Turkish Turkish

hedef

NİŞANGEÇ : Turkish Turkish

düzeltilmiş bir ağaç parçasının kenarına değişik aralıklarda koşut çizgiler çizmek için, marangozlukta kullanılan el aracı

NİŞANI ATMAK ( YA DA BOZMAK) : Turkish Turkish

(kadın ya da erkek) nişandan vazgeçmek

NİŞANLAMA : Turkish Turkish

nişanlamak eylemi

NİŞANLAMAK : Turkish Turkish

ir çiftin evlenme işinin kararlaştığına belirti olarak parmaklarına yüzük takmak, yavuklamak

NİŞANLAMAK : Turkish Turkish

ir hedefi vurmak için silah, taş vb.ye belli bir doğrultu vermek

NİŞANLAMAK : Turkish Turkish

ir şeyin yerini belirtmek, işaretlemek, nişan koymak

NİŞANLANMA : Turkish Turkish

nişanlanmak eylemi

NİŞANLANMA : Turkish Turkish

ir erkekle bir kadının ileride birbirleriyle evlenmek için yaptıkları sözleşme

NİŞANLANMAK : Turkish Turkish

nişanlı duruma gelmek

NİŞANLANMAK : Turkish Turkish

evlenmeye söz verme belirtisi olarak yüzük takmak

NİŞANLI : Turkish Turkish

evlenmek için söz verip yüzük takmış olan (kimse)

NİŞANLI : Turkish Turkish

elirleyici bir imi, alameti, nişanı olan (kimse)

NİŞANLILIK : Turkish Turkish

nişanlı olma durumu, yavukluluk

NİŞANSIZ : Turkish Turkish

elirleyici bir imi, alameti, nişanı olmayan

NİSAP : Turkish Turkish

yetersayı

NİŞASTA : Turkish Turkish

tahıl tanelerinden, mercimek, bezelye gibi kimi baklagillerden ya da patates gibi birtakım yumrulardan özel yöntemlerle çıkarılan una benzer bir madde

NİŞASTA BUĞDAYI : Turkish Turkish

kaplıcayı (ii) andıran ufak taneli, nişastası çok, dağlık yerlerde yetişen bir buğday türü

NISFINNEHAR : Turkish Turkish

meridyen düzlemi

NISFİYE : Turkish Turkish

ir çeşit kısa ney

NISIF KUTUR : Turkish Turkish

yarıçap

NISIF, -SFI : Turkish Turkish

yarı, yarım