Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
SALLANTILI : Turkish Turkish

sallantısı olan

SALLANTILI : Turkish Turkish

güvenli olmayan

SALLAPATİ : Turkish Turkish

düşünmeden ve saygısızca davranan

SALLAPATİ : Turkish Turkish

düşüncesizce, saygısızca ve patavatsız bir biçimde

SALLASIRT, -TI : Turkish Turkish

"sırtına almak", "yüklenmek" anlamıyla sallasırt etmek deyiminde kullanılır

SALLI : Turkish Turkish

üyük ve geniş, sal gibi yayvan

SALMA : Turkish Turkish

salmak eylemi

SALMA : Turkish Turkish

pirinçle pişirilen bir tür yemek

SALMA : Turkish Turkish

köylerde halktan toplanacak para tutarını sağlamak için herkese biçilen pay

SALMA : Turkish Turkish

kimi köylü giysilerinde kolun yeninden sarkan kumaş parçası

SALMA : Turkish Turkish

kuşların üretilmesine ayrılan oda

SALMA : Turkish Turkish

aşıboş gezen (hayvan)

SALMA : Turkish Turkish

sürekli akan (su)

SALMA : Turkish Turkish

osmanlı devleti'nde kol gezen kolluk eri

SALMA GEZMEK : Turkish Turkish

aşıboş hayvan gibi dolaşmak

SALMA TOMRUK : Turkish Turkish

salma8 erlerin gece yakaladıkları suçluları kapadıkları yer

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

ağımlılığına, tutukluluğuna ya da baskı altındaki durumuna son vererek özgür kılmak, bırakmak, koyuvermek

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

ıvedilikle yollamak, hemen göndermek

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

koymak, katmak

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

sürmek

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

uğratmak

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

(vergi) yüklemek

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

üzerine yürütmek

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

saldırmak

SALMAK, -AR : Turkish Turkish

sarkıtmak