Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VICIRDAMAK : Turkish Turkish

(serçe vb. kuşlar için) ötmek

VICIRDAŞMA : Turkish Turkish

vıcırdaşmak eylemi

VICIRDAŞMAK : Turkish Turkish

hep birlikte vıcırdamak

VICIRDAYIŞ : Turkish Turkish

vıcırdamak eylemi ya da biçimi

VICIRTI : Turkish Turkish

vıcırdama sesi

VİDA : Turkish Turkish

döndürerek bir yere sokulan burmalı çivi

VİDALA : Turkish Turkish

çanta ve ayakkabı yapılan sepilenmiş dana derisi

VİDALAMA : Turkish Turkish

vidalamak eylemi

VİDALAMAK : Turkish Turkish

vida ile tutturmak

VİDALANMA : Turkish Turkish

vidalanmak eylemi

VİDALANMAK : Turkish Turkish

vidalamak eylemine konu olmak

VİDALARI GEVŞEMEK : Turkish Turkish

kendini tutamayıp çok gülmek

VİDALI : Turkish Turkish

vidası olan

VİDALI : Turkish Turkish

vida ile tutturulmuş

VİDANJÖR : Turkish Turkish

lağımları, ayakyolu çukurlarını temizleyip boşaltan özel araç

VİDASIZ : Turkish Turkish

vidası olmayan

VİDASIZ : Turkish Turkish

vida ile tutturulmamış olan

VİDEO : Turkish Turkish

televizyon görüntülerinin yayım ve alınışı ile ilgili olan

VİDEO : Turkish Turkish

videoteyp

VİDEO : Turkish Turkish

televizyonun optik bölümü

VİDEOTEYP : Turkish Turkish

ir televizyon izlencesinin hem görüntülerini hem seslerini kaydeden ve hemen yansıtan manyetik teyp

VIDI VIDI : Turkish Turkish

türlü nedenlerle yerli yersiz çok konuşmayı huy edinmiş (kimse)

VIDI VIDI ETMEK : Turkish Turkish

türlü nedenlerle yerli yersiz çok konuşmak

VİDO : Turkish Turkish

oyunda ortaya konan parayı iki katına çıkarma

VİETNAMLI : Turkish Turkish

vietnam halkından olan kimse