Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
VURGULANMA : Turkish Turkish

vurgulanmak eylemi

VURGULANMAK : Turkish Turkish

vurgulanmak eylemi yapılmak

VURGULAYIŞ : Turkish Turkish

vurgulamak eylemi ya da biçimi

VURGULU : Turkish Turkish

vurgu ile söylenen: vurgulu sözcük

VURGULU : Turkish Turkish

üstünde önemle durularak, dikkat çekilerek (yapılan)

VURGUN : Turkish Turkish

irine ya da bir şeye vurulmuş, bağlanmış, sevmiş olan, sevdalı, °âşık

VURGUN : Turkish Turkish

kolayca ve yolsuzca ele geçen kazanç, °ihtikâr, °spekülasyon

VURGUN : Turkish Turkish

sıcak, soğuk, dolu gibi etkilerle ürünlerde görülen zarar

VURGUN : Turkish Turkish

dalgıcın, çok derinlerdeki suyun basıncı, iki akıntı arasında sıkışıp kalma, düzenli hava alıp verememe sonucunda ya da birden su yüzüne çıkış gibi durumlarda uğradığı inme ya da ölüm

VURGUN : Turkish Turkish

silahla yaralanmış olan

VURGUN ( YA DA VURGUNU) VURMAK : Turkish Turkish

yolsuzluk yaparak kısa sürede büyük kazanç elde etmek

VURGUN YEMEK : Turkish Turkish

vurgun4 sonucu ölmek ya da sakat kalmak

VURGUNCU : Turkish Turkish

yolsuzca kazanç elde eden (kimse), °muhitekir, °spekülatör

VURGUNCULUK : Turkish Turkish

vurguncu olma durumu, °ihtikâr, °spekülasyon

VURGUNLUK : Turkish Turkish

vurgun olma, gönül kaptırma durumu

VURGUSUZ : Turkish Turkish

vurgu ile söylenmeyen, baskısız

VURMA : Turkish Turkish

vurmak eylemi

VURMA ÇALGILAR ( YA DA VURMA SAZLAR) : Turkish Turkish

davul, zil, timbal, tef gibi vurularak çalınan çalgılar

VURMAK, -UR : Turkish Turkish

elini ya da elinde tuttuğu bir şeyi bir yere hızla indirmek

VURMAK, -UR : Turkish Turkish

ses çıkarmak için, bir şeyi başka bir şey üzerine hızlıca değdirmek

VURMAK, -UR : Turkish Turkish

sapmak, yönelmek

VURMAK, -UR : Turkish Turkish

etkisi bir yere kadar uzanmak, sokulmak, girmek, duyulmak, yansımak, °aksetmek

VURMAK, -UR : Turkish Turkish

hızla değmek, çarpmak

VURMAK, -UR : Turkish Turkish

çarpma işlemini yapmak

VURMAK, -UR : Turkish Turkish

sürmek