Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇİSENTİ : Turkish Turkish

toz gibi ince yağan yağmur

ÇİŞİ GELMEK : Turkish Turkish

işeyeceği gelmek

ÇİŞİK : Turkish Turkish

tavşan yavrusu

CİSİM, -SMİ : Turkish Turkish

oşlukta, uzayda yer dolduran, elle tutulan her şey

CİSİM, -SMİ : Turkish Turkish

gövde, beden, °vücut

CİSİMCİK : Turkish Turkish

küçük cisim

CİSİMCİK : Turkish Turkish

atom taneciği

CİSİMLENME : Turkish Turkish

cisim durumunu alma, °tecessüm

CİSİMLENMEK : Turkish Turkish

(cismi olmayan bir şey için) cisim durumunu almak, ºtecessüm etmek

ÇİSKİN : Turkish Turkish

çiseleyen yağmurdan hafifçe ıslanmış

ÇİSKİN : Turkish Turkish

çiseleyen yağmur

ÇİŞLİ : Turkish Turkish

sidikli

CİSMANİ : Turkish Turkish

cisimle, bedenle ilgili

CİSMANİ : Turkish Turkish

dinsel bir inanışla ilgili düşüncelere bağlı olmayarak, yalnız maddi temellere dayanan, ruhani karşıtı

CİSMEN : Turkish Turkish

cisim olarak

ÇIT ÇIKARMAMAK : Turkish Turkish

hiç ses çıkarmamak

ÇIT ÇIKMAMAK : Turkish Turkish

en hafif bir ses bile çıkmamak

ÇIT ETMEK : Turkish Turkish

çıt sesi çıkarmak

ÇIT YOK : Turkish Turkish

en hafif bir ses bile yok

ÇİT, -Tİ : Turkish Turkish

ağ, bahçe, bostan gibi yerlerin çevresine çalı, kamış, ağaç dalı gibi şeylerden çekilen duvar

ÇİT, -Tİ : Turkish Turkish

pamuktan dokunmuş basma

ÇİT, -Tİ : Turkish Turkish

aşörtü, yazma, yemeni

ÇIT, -TI : Turkish Turkish

küçük bir şeyin kırılırken çıkardığı hafif ve süreksiz ses

ÇİTA : Turkish Turkish

etçil memelilerden uzun bacaklı, postu kızılımsı sarı üzerine benekli, insana kolay alışan bir hayvan

ÇITA : Turkish Turkish

düzgün biçilmiş uzun ve ensiz tahta