Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
ÇÖZÜMSEL : Turkish Turkish

çözümle ilgili, çözümlemeli, °tahlili, °analitik

ÇÖZÜMSÜZ : Turkish Turkish

çözümü olmayan, herhangi bir sonuca bağlanamayan

ÇÖZÜMSÜZLEŞMEK : Turkish Turkish

artık hiçbir çözüm bulunamaz duruma gelmek

ÇÖZÜMSÜZLÜK : Turkish Turkish

ir sorunun hiçbir çözümü, çıkışı olmama durumu

ÇÖZÜNDÜRMEK : Turkish Turkish

çözünmesini sağlamak

ÇÖZÜNME : Turkish Turkish

çözünmek eylemi

ÇÖZÜNME : Turkish Turkish

ir sıvıyla karışan katı, sıvı ya da gaz durumundaki bir maddenin, bu sıvı içinde homojen bir bütün oluşturacak biçimde karışması

ÇÖZÜNMEK : Turkish Turkish

çözülmek eylemine konu olmak, dağılmak, erimek

ÇÖZÜNTÜ : Turkish Turkish

çözülme, dağılma durumu

ÇÖZÜNÜR : Turkish Turkish

elli bir çözücüyle çözelti oluşturan madde

ÇÖZÜNÜRLÜK : Turkish Turkish

ir maddenin başka bir madde içinde çözünme özelliği

ÇÖZÜŞMEK : Turkish Turkish

irbirinden ayrılmak

CR : Turkish Turkish

krom'un simgesi

CS : Turkish Turkish

sezyum'un simgesi

CU : Turkish Turkish

akır'ın simgesi

ÇUBUK : Turkish Turkish

körpe dal

ÇUBUK : Turkish Turkish

değnek biçiminde ince, uzun ve sert olan şey

ÇUBUK : Turkish Turkish

tütün içmek için kullanılan uzun ağızlık

ÇUBUK : Turkish Turkish

kumaşta düz çizgi

ÇUBUK : Turkish Turkish

ana direkler üzerine sürülen ikinci ve üçüncü direk parçası

ÇUBUKAĞACI, -NI : Turkish Turkish

sütleğengillerden, içi delik olan dalları çubuk gibi kullanılan bir ağaççık (mabea)

ÇUBUKÇU : Turkish Turkish

çubuk yapıp satan kimse

ÇUBUKÇU : Turkish Turkish

saraylarda ve büyük konaklarda tütün çubuklarını hazırlayan kimse

ÇUBUKLAMAK : Turkish Turkish

halı, kilim gibi örtülerin tozunu temizlemek ya da şilte, pamuk gibi şeyleri kabartıp düzeltmek için üzerlerine değnekle vurmak

ÇUBUKLU : Turkish Turkish

çubuğu olan