Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DEVRE : Turkish Turkish

elektrik devresi, çevrim

DEVREMÜLK : Turkish Turkish

konut olmaya uygun bir yapıdan, yılın belirli dönemlerinde, bir süre için yararlanmayı sağlayan mülkiyet biçimi

DEVREN : Turkish Turkish

aktarma yoluyla, devrederek

DEVRETMEK, -DER : Turkish Turkish

dönmek, dolaşmak

DEVRETMEK, -DER : Turkish Turkish

ir malın iyeliğini, bir mal üzerindeki hakkı başkasına geçirmek

DEVREYE GİRMEK : Turkish Turkish

ir işleyişi tamamlamak üzere katılmak

DEVREYE GİRMEK : Turkish Turkish

ilgilenmek, karışmak, araya girerek işi ele almak

DEVRİ : Turkish Turkish

devirli

DEVRİ : Turkish Turkish

çevrimsel

DEVRİÂLEM : Turkish Turkish

dünyayı dolaşma

DEVRİDAİM : Turkish Turkish

tam ve sürekli dönüş ya da dolaşım

DEVRİK : Turkish Turkish

katlanıp kendi üzerine bükülmüş

DEVRİK : Turkish Turkish

yatırılmış, yıkılmış, dik durumunu yitirmiş

DEVRİK : Turkish Turkish

(ıktidarda olanlar için) darbeyle orununu yitirmiş, düşük, °sakıt

DEVRİK TÜMCE (CÜMLE) : Turkish Turkish

yüklemi öteki sözcüklerden daha önce gelen tümce

DEVRİKLİK : Turkish Turkish

devrik olma durumu

DEVRİLİŞ : Turkish Turkish

devrilmek eylemi ya da biçimi

DEVRİLMEK : Turkish Turkish

devirmek eylemi yapılmak

DEVRİM : Turkish Turkish

yerleşik toplumsal düzeni köklü, hızlı ve geniş kapsamlı olarak niteliksel değiştirme ve yeniden biçimlendirme eylemi, °inkılap

DEVRİM : Turkish Turkish

dünya görüşünde, felsefede, bilimde, sanatta vb.de birdenbire olan değişmeler

DEVRİMCİ : Turkish Turkish

devrim yapan ya da devrime bağlı olan, inkılapçı

DEVRİMCİLİK : Turkish Turkish

devrimci olma durumu, inkılapçılık

DEVRİMSEL : Turkish Turkish

devrimle ilgili

DEVRİMSELLİK : Turkish Turkish

devrimsel olma durumu

DEVRİSİ : Turkish Turkish

(gün, hafta, ay, yıl için) bir sonraki, ertesi