Multilingual Turkish Dictionary

Turkish Turkish

Turkish Turkish
DÖRTNAL : Turkish Turkish

atın en hızlı koşma biçimi

DÖRTNAL : Turkish Turkish

ir işi çok çabuk yapma, acele etme

DÖRTNALA : Turkish Turkish

dörtnal koşarak

DÖRTNALA KALDIRMAK : Turkish Turkish

dörtnal koşturmaya başlamak

DÖRTÜNLÜ : Turkish Turkish

aynı hece içinde seslendirilen dört farklı ünlünün bir araya gelmiş biçimi

DÖRTYOL : Turkish Turkish

dört yolun birleştiği yer

DÖRTYOL AĞZI : Turkish Turkish

dörtyolun birleştiği kavşak

DÖRTYÜZLÜ : Turkish Turkish

dört yüzü olan çokyüzlü

DÖRTYÜZLÜ : Turkish Turkish

tabanı üçgen olan piramit

DORU : Turkish Turkish

gövdesi kızıl, ayakları ve yelesi kara olan (at)

DORU : Turkish Turkish

u renkte olan (at donu)

DORUK : Turkish Turkish

dağ, ulu ağaç gibi yüksek şeylerin tepesi, en yüksek yeri, °zirve, °şahika

DORUK : Turkish Turkish

en üstün başarı düzeyi

DORUK : Turkish Turkish

devlet katındaki en yetkili kişilerden oluşan toplantı

DORUK ÇİZGİSİ : Turkish Turkish

yüksek dağlarda, doruk uçlarını birbirine bağlayan ve bitişik iki aklanı ayıran sınır

DORUKLAMA : Turkish Turkish

doruklamak eylemi

DORUKLAMA : Turkish Turkish

tepeleme

DORUKLAMAK : Turkish Turkish

ir kabı tepeleme doldurmak

DORUM : Turkish Turkish

deve yavrusu

DÖŞ : Turkish Turkish

göğüs, bağır

DÖŞ : Turkish Turkish

(kasaplık hayvanlarda) göğsün yukarı ve ön bölümü, kaburga altı

DOSDOĞRU : Turkish Turkish

çok doğru

DOSDOĞRU : Turkish Turkish

sağa sola sapmadan

DÖŞEK : Turkish Turkish

yatak

DÖŞEK : Turkish Turkish

gemi gövdesinde, su basıncı, çarpma, karaya oturma vb. durumlarda darbeleri karşılayabilecek, yük ve makinelerin ağırlığına dayanabilecek dirençteki yapı gereci