Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
PRECIPITINOGEN : English Turkish Medicals

Presipitin meydana getirebilen bir antijen

PRECIPITINOID : English Turkish Medicals

Isıtılmak suretiyle tesirini kaybetmiş olan presipitin

PRECIPITOPHORE : English Turkish Medicals

Presipitinin etkin kısmı

PRECLAVICULAR : English Turkish Medicals

Köprücük kemiği (clavicula) önünde

PRECLINICAL : English Turkish Medicals

Hastalık görünüş veya gelişiminden önce;
Klinik öncesi (tıp öğretiminde)

PRECLIVAL : English Turkish Medicals

Klivusun önünde bulunan, klivusönü

PRECOCIOUS : English Turkish Medicals

Erken gelişmiş, normal süresinden önce oluşmuş

PRECOCITY : English Turkish Medicals

Vaktinden önce gelişme (akli veya bedeni olarak), prekosite

PRECOIATL : English Turkish Medicals

Cinsel birleşimden önce

PRECOID : English Turkish Medicals

Dementia praecox'a benzeyen

PRECOMMISSURE : English Turkish Medicals

Ön bileşke

PRECONSCIOUS : English Turkish Medicals

Bilinç öncesine ait

PRECONVULSIVE : English Turkish Medicals

İhtiyaçtan önce olan

PRECORDIA : English Turkish Medicals

Bakınız: Precordium

PRECORDIAL : English Turkish Medicals

Kalb bölgesine ait

PRECORDIALGIA : English Turkish Medicals

Precordium'da hissedilen ağrı, precordium ağrısı

PRECORDIUM : English Turkish Medicals

Kalb bölgesi

PRECORNU : English Turkish Medicals

Yan karıncığın önboynuzu

PRECOSTAL : English Turkish Medicals

Kaburgaların önünde

PRECRANIAL : English Turkish Medicals

Kafatası (cranium)'nın ön kısmında

PRECUNEUS : English Turkish Medicals

(precunei). Beynin dörtgen lopçuğu

PRECURSOR : English Turkish Medicals

Ön madde

PREDATION : English Turkish Medicals

Birbirine karşı zararlı tesirelri olan fakat aynı zamanda birbirine muhtaç olan iki canlı türü arasındaki ilgi

PREDATOR : English Turkish Medicals

Kendisi için gerekli maddeleri diğer tür canlıları yemeleri suretiyle temin eden canlı

PREDENTIN : English Turkish Medicals

Yumuşak ilkel dentin