Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
ANARCHISM : English Turkish Redhouse

an.ar.chismisim anarşizm

ANARCHIST : English Turkish Redhouse

an.ar.chistisim anarşist

ANARCHY : English Turkish Redhouse

an.ar.chyän'ırki isim anarşi

ANATHEMA : English Turkish Redhouse

a.nath.e.maınäth'ımı isim
aforoz, lanetleme.
aforoz edilmiş kimse

ANATOLIA : English Turkish Redhouse

An.a.to.li.aänıto'liyı isim Anadolu

ANATOLIAN : English Turkish Redhouse

isimAnadolulu. sıfat
Anadolu, Anadolu'ya özgü.
Anadolulu

ANATOMICAL : English Turkish Redhouse

an.a.tom.i.calänıtam'îkıl sıfat anatomik, anatomiyle ilgili

ANATOMY : English Turkish Redhouse

a.nat.o.myınät'ımi isim anatomi; gövde yapısı; gövdebilim

ANC. : English Turkish Redhouse

anc.kısaltma ancient

ANCESTOR : English Turkish Redhouse

an.ces.torän'sestır isim ata, cet

ANCESTRAL : English Turkish Redhouse

an.ces.tralsıfat atalara ait, soysal

ANCESTRY : English Turkish Redhouse

an.ces.tryisim soy

ANCHOR : English Turkish Redhouse

an.choräng'kır isim demir, çapa, lenger

ANCHOR MAN : English Turkish Redhouse

televizyon(erkek) sunucu

ANCHOR WOMAN : English Turkish Redhouse

televizyon(kadın) sunucu

ANCHORAGE : English Turkish Redhouse

an.chor.ageisim demirleme yeri

ANCHOVY : English Turkish Redhouse

an.cho.vyän'çıvi isim ançüez

ANCIENT : English Turkish Redhouse

an.cienteyn'şınt sıfat
antik.
çok eski, çok eski bir zamandan kalma.
konuşma dili yaşlı, ihtiyar

ANCIENT GREEK : English Turkish Redhouse

Grekçe, Grek dili, eski Yunanca.
Grek, eski Yunanlı: the ancient Greeks Grekler.
Grek, eski Yunan, Greklere özgü.
Grekçe, eski Yunanca (yazı, söz)

ANCILLARY : English Turkish Redhouse

an.cil.lar.yänsîl'ıri, än'sıleri sıfat yardımcı

AND : English Turkish Redhouse

andänd bağlaç ve; ile: mice and men fareler ve insanlar. knife and fork bıçakla çatal. He looked and ran away. Baktı ve kaçtı

AND SO FORTH : English Turkish Redhouse

falan, filan, vesaire, ve benzerleri. First, buy the flour, the milk, the eggs, and so forth. Önce un, süt, yumurta vesaireyi al. She moaned and groaned and so forth for about an hour. Bir saat kadar sızlandı mızlandı

AND SO ON : English Turkish Redhouse

akınız and so forth

AND SUCH : English Turkish Redhouse

ve benzerleri

AND WHAT HAVE YOU : English Turkish Redhouse

konuşma dilivesaire