Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
ASPHALT : English Turkish Redhouse

as.phaltäs'fôlt isim asfalt. fiil asfaltlamak

ASPIRANT : English Turkish Redhouse

as.pi.rantäs'pırınt, ıspayr'ınt isim, sıfat istekli

ASPIRATION : English Turkish Redhouse

as.pi.ra.tionäspırey'şın isim (uzun zamandır güdülen) büyük amaç: It was his aspiration to become famous. Amacı ünlü olmaktı

ASPIRE : English Turkish Redhouse

as.pireıspayr' fiil amaçlamak, amaç edinmek; arzu etmek

ASPIRIN : English Turkish Redhouse

as.pi.rinäs'pırîn isim aspirin

ASS : English Turkish Redhouse

assäs isim
eşek, merkep.
dangalak.
kaba kıç, makat.
kaba büzük, anüs

ASSAIL : English Turkish Redhouse

as.sailıseyl' fiil
saldırmak, hücum etmek.
yağmuruna tutmak: They assailed him with juestions. Kendisini soru yağmuruna tuttular

ASSAILANT : English Turkish Redhouse

as.sail.antisim saldıran kimse

ASSASSIN : English Turkish Redhouse

as.sas.sinısäs'în isim suikastçı

ASSASSINATE : English Turkish Redhouse

as.sas.si.nateısäs'îneyt fiil suikast yapmak

ASSASSINATION : English Turkish Redhouse

as.sas.si.na.tionisim suikast

ASSAULT : English Turkish Redhouse

as.saultısôlt' isim saldırı. fiil saldırmak

ASSAY : English Turkish Redhouse

as.sayäs'ey isim
analiz edilecek bir örnek.
analiz, çözümleme, tahlil. fiil
analiz etmek, çözümlemek, tahlil etmek.
denemek

ASSEMBLAGE : English Turkish Redhouse

as.sem.blageısem'blîc isim
toplantı, meclis.
topluluk, kalabalık.
montaq.
bir araya toplama; bir araya toplanma

ASSEMBLE : English Turkish Redhouse

as.sem.bleısem'bıl fiil
toplamak; toplanmak.
monte etmek

ASSEMBLY : English Turkish Redhouse

as.sem.blyısem'bli isim
toplantı; meclis; kongre.
montaj

ASSEMBLY LINE : English Turkish Redhouse

montaj hattı

ASSEMBLY ROOM : English Turkish Redhouse

toplantı salonu

ASSENT : English Turkish Redhouse

as.sentısent' isim rıza; onaylama. fiil to
e razı olmak;
i onaylamak

ASSERT : English Turkish Redhouse

as.sertısırt' fiil (emin bir şekilde) ileri sürmek, öne sürmek

ASSERT ONESELF : English Turkish Redhouse

kendini göstermek.
otoritesini kabul ettirmek

ASSERTION : English Turkish Redhouse

as.ser.tionisim
iddia.
(bir iddiayı) öne sürme

ASSERTIVE : English Turkish Redhouse

as.ser.tivesıfat kendini hissettiren

ASSESS : English Turkish Redhouse

as.sessıses' fiil
değer biçmek, kıymet takdir etmek: He assessed their house at ten thousand dollars. Evlerine on bin dolar değer biçti.
(para miktarını) tayin etmek, hesaplamak: Have you assessed the amount of the damage? Zararın ne kadar olduğunu tayin ettiniz mi?
(belirli bir miktar para) talep etmek: The president assessed each member five dollars. Başkan her üyeden beş dolar talep etti.
değerlendirmek, bir şeyin niteliğini tayin etmek

ASSESSMENT : English Turkish Redhouse

as.sess.mentisim
değer biçme.
(para miktarını) tayin etme.
değerlendirme; düşünce, fikir: What's your assessment of the situation? Durum hakkındaki fikriniz nedir?