Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

BUCK : English Turkish Redhouse

uckb^k zarf bakınız buck naked

BUCK FOR : English Turkish Redhouse

(terfi, zam v.b.'ni) elde etmeye çalışmak

BUCK NAKED : English Turkish Redhouse

konuşma diliçırılçıplak

BUCK UP : English Turkish Redhouse

konuşma dilineşelenmek

BUCKET : English Turkish Redhouse

uck.etb^k'ît isim kova

BUCKLE : English Turkish Redhouse

uck.leb^k'ıl isim toka. fiil
(tokalı bir şeyi) bağlamak.
yer yer kabarmak/kamburlaşmak.
çökmeye başlamak

BUCKLE DOWN : English Turkish Redhouse

ciddiyetle/gayretle çalışmak

BUCKLE ON : English Turkish Redhouse

(tokalı bir kayışla) (bir şeyi) takmak/giymek

BUCKLING : English Turkish Redhouse

uck.lingisim, mekanik flambaq; burkulma; buruşma

BUCKSHOT : English Turkish Redhouse

uck.shotb^k'şat isim (tüfek için) saçma

BUCKWHEAT : English Turkish Redhouse

uck.wheatb^k'hwit isim karabuğday

BUD : English Turkish Redhouse

udb^d isim tomurcuk; gonca. fiil (budded, budding) tomurcuklanmak; gonca vermek

BUDDHISM : English Turkish Redhouse

Bud.dhismbu'dîzım isim Budizm

BUDDHIST : English Turkish Redhouse

Bud.dhistbu'dîst isim, sıfat Budist

BUDDING : English Turkish Redhouse

ud.dingsıfat yetişmekte olan: a budding physicist yetişmekte olan bir fizikçi

BUDDY : English Turkish Redhouse

ud.dyb^d'i isim arkadaş, ahbap

BUDGE : English Turkish Redhouse

udgeb^c fiil kımıldamak, hareket etmek; kımıldatmak

BUDGERIGAR : English Turkish Redhouse

ud.ger.i.garb^c'ırigar isim, İngiliz İngilizcesi muhabbetkuşu

BUDGET : English Turkish Redhouse

udg.etb^c'ît isim bütçe

BUDGIE : English Turkish Redhouse

ud.gieb^c'i isim, İngiliz İngilizcesi, konuşma dili muhabbetkuşu

BUFF : English Turkish Redhouse

uffb^f fiil (bir şeyi) yumuşak bir şeyle parlatmak

BUFFALO : English Turkish Redhouse

uf.fa.lob^f'ılo isim bizon

BUFFER : English Turkish Redhouse

uff.erb^f'ır isim tampon

BUFFER STATE : English Turkish Redhouse

tampon devlet

BUFFER ZONE : English Turkish Redhouse

tampon bölge