Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COME FROM AFAR : English Turkish Redhouse

çok uzaklardan gelmek

COME HELL OR HIGH WATER : English Turkish Redhouse

ne olursa olsun, bütün zorluklara rağmen

COME HOME TO : English Turkish Redhouse

kafasına dank etmek

COME IN : English Turkish Redhouse

girmek: Come in! İçeri gir!/Buyrun!
(yarışma sonunda) (belirli bir sırada) olmak: He came in first. Birinci oldu.
varmak, gelmek: Has the plane come in yet? Uçak geldi mi?
(met halindeki deniz) kabarmak, yükselmek.
moda olmak

COME IN HANDY : English Turkish Redhouse

işe yaramak

COME INTO : English Turkish Redhouse

(mirasa) konmak.
girmek, katılmak

COME INTO COLLISION WITH : English Turkish Redhouse

ile çarpışmak

COME INTO FORCE : English Turkish Redhouse

yürürlüğe girmek

COME INTO PLAY : English Turkish Redhouse

meydana çıkmak, kullanılmaya başlamak, etkili olmak

COME INTO POWER : English Turkish Redhouse

iş başına geçmek.
iktidar mevkiine geçmek

COME INTO SIGHT : English Turkish Redhouse

görünmeye başlamak

COME INTO THE PICTURE : English Turkish Redhouse

ortaya çıkmak

COME INTO THE WORLD : English Turkish Redhouse

dünyaya gelmek, doğmak

COME INTO USE : English Turkish Redhouse

kullanılmaya başlamak

COME INTO VIEW : English Turkish Redhouse

ortaya çıkmak, görünmek

COME JULY AND WE'LL BE SWIMMING. : English Turkish Redhouse

Temmuz geldiğinde denize girmiş olacağız

COME OF : English Turkish Redhouse

-den çıkmak

COME OFF : English Turkish Redhouse

kopmak, çıkmak, düşmek.
olmak, meydana gelmek

COME OFF IT! : English Turkish Redhouse

konuşma diliYalanı bırak!/Bırak!

COME OFF WORST : English Turkish Redhouse

yenilmek, altta kalmak.
en çok zarara uğramak

COME ON! : English Turkish Redhouse

Haydi!
Yok canım!

COME ONE'S WAY : English Turkish Redhouse

aşına gelmek

COME OUT : English Turkish Redhouse

çıkmak, görünmek, gözükmek.
(haber) yayılmak; (yayın) yayımlanmak.
(leke) çıkmak

COME OUT OF ONE'S SHELL : English Turkish Redhouse

açılmak, suskunluğu bırakmak

COME OUT ON TOP : English Turkish Redhouse

muzaffer çıkmak.
birinci olmak.
başarılı bir sonuç almak; başarılı olmak; dört ayak üstüne düşmek