Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
COMMEND : English Turkish Redhouse

com.mendkımend' fiil
tavsiye etmek, salık vermek.
övmek.
emanet etmek

COMMENDABLE : English Turkish Redhouse

com.mend.a.blekımend'ıbıl sıfat övgüye değer

COMMENSURATE : English Turkish Redhouse

com.men.su.ratekımen'şırît, kımen'sırît sıfat orantılı, eşit

COMMENT : English Turkish Redhouse

com.mentkam'ent isim
yorum, tefsir.
açımlama.
eleştiri, tenkit. fiil söz söylemek; on hakkında fikrini söylemek, hakkında yorumda bulunmak

COMMENTARY : English Turkish Redhouse

com.men.taryisim yorum, tefsir

COMMENTATOR : English Turkish Redhouse

com.men.ta.torkam'ınteytır isim
yorumcu.
eleştirmen

COMMERCE : English Turkish Redhouse

com.mercekam'ırs isim, ticaret ticaret, alım satım

COMMERCIAL : English Turkish Redhouse

com.mer.cialkımır'şıl sıfat ticari. isim (radyo veya televizyonda) reklam

COMMERCIAL LAW : English Turkish Redhouse

hukuk, ticaretticaret hukuku

COMMERCIAL TRAVELER : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesisatış temsilcisi

COMMERCIAL TRAVELLER : English Turkish Redhouse

İngiliz İngilizcesisatış temsilcisi

COMMERCIALISE : English Turkish Redhouse

com.mer.cial.isekımır'şılayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız commercialize

COMMERCIALIZE : English Turkish Redhouse

com.mer.cial.izekımır'şılayz fiil ticarileştirmek

COMMINGLE : English Turkish Redhouse

com.min.glekımîng'gıl fiil karışmak; katmak, karıştırmak

COMMISERATE : English Turkish Redhouse

com.mis.er.atekımîz'ıreyt fiil acısını paylaşmak, dert ortağı olmak

COMMISERATION : English Turkish Redhouse

com.mis.er.a.tionisim teselli, acıma

COMMISSION : English Turkish Redhouse

com.mis.sionkımîş'ın isim
görev, vazife, iş.
işleme.
eylem.
komisyon ücreti, yüzdelik.
kurul, komisyon.
yetki. fiil
atamak, tayin etmek.
görevlendirmek.
denizcilikle ilgili donanmaya katmak

COMMISSIONER : English Turkish Redhouse

com.mis.sion.erkımîş'ınır isim
komisyon üyesi.
şube müdürü

COMMIT : English Turkish Redhouse

com.mitkımît' fiil (committed, committing)
işlemek, yapmak.
emanet etmek, teslim etmek.
söz vererek bağlamak

COMMIT AN IMPIETY : English Turkish Redhouse

Allaha karşı saygısızlık etmek

COMMIT AN OFFENSE : English Turkish Redhouse

suç işlemek

COMMIT ONESELF : English Turkish Redhouse

(bir konuda) ne düşündüğünü söylemek, fikrini söylemek.
to söz vermek: You've committed yourself to doing this. Bunu yapmaya söz verdin

COMMIT SUICIDE : English Turkish Redhouse

intihar etmek

COMMIT TO MEMORY : English Turkish Redhouse

ezberlemek

COMMIT TO PRISON : English Turkish Redhouse

hapsetmek