Multilingual Turkish Dictionary English To Turkish

COVER ONE'S TRACKS : English Turkish Redhouse

kendini ele verebilecek şeyleri gizlemek.
ne yaptığını veya ne yapacağını gizlemek

COVER UP : English Turkish Redhouse

gizlemek; örtbas etmek

COVER UP FOR : English Turkish Redhouse

(birinin) hata veya suçunu gizlemek

COVERAGE : English Turkish Redhouse

cov.er.agek^v'ırîc isim
sigorta miktarı ve kapsamı.
televizyon bir konu veya olaya ayrılan yer ve zaman

COVERLET : English Turkish Redhouse

cov.er.letk^v'ırlît isim yatak örtüsü, örtü

COVERT : English Turkish Redhouse

cov.ertk^v'ırt sıfat gizli, örtülü

COVERTLY : English Turkish Redhouse

cov.ert.lyzarf gizlice

COVET : English Turkish Redhouse

cov.etk^v'ît fiil imrenmek, gıpta etmek, göz dikmek

COVETOUS : English Turkish Redhouse

cov.et.oussıfat açgözlü, hırslı, haris

COVETOUSNESS : English Turkish Redhouse

cov.et.ous.nessisim açgözlülük

COW : English Turkish Redhouse

cowkau isim inek

COWARD : English Turkish Redhouse

cow.ardkau'wırd isim korkak, ödlek

COWARDICE : English Turkish Redhouse

cow.ard.iceisim korkaklık, namertlik

COWARDLINESS : English Turkish Redhouse

cow.ard.li.nessisim korkaklık, namertlik

COWARDLY : English Turkish Redhouse

cow.ard.lysıfat korkak, ödlek, yüreksiz

COWBOY : English Turkish Redhouse

cow.boykau'boy isim kovboy, sığırtmaç

COWER : English Turkish Redhouse

cow.erkau'wır fiil sinmek, korkup çekilmek

COWPEA : English Turkish Redhouse

isimbörülce

COWSLIP : English Turkish Redhouse

cow.slipkau'slîp isim çuhaçiçeği

COXCOMB : English Turkish Redhouse

cox.combkaks'kom isim züppe

COXSWAIN : English Turkish Redhouse

cox.swainkak'sın, kak'sweyn isim, denizcilikle ilgili filika veya kik serdümeni, dümenci

COY : English Turkish Redhouse

coykoy sıfat
cilveli, nazlı.
çekingen, utangaç, mahcup

COZY : English Turkish Redhouse

co.zyko'zi sıfat rahat, sıcak, samimi, hoş. isim çaydanlık örtüsü

CP. : English Turkish Redhouse

cp.kısaltma compare

CRAB : English Turkish Redhouse

crabkräb isim yengeç, pavurya. fiil mızırdanmak, homurdanmak, sızlanmak, sızıldanmak