Multilingual Turkish Dictionary

English To Turkish

English To Turkish
DARN IT! : English Turkish Redhouse

Lanet olsun!

DART : English Turkish Redhouse

dartdart isim
küçük ok.
ileri atılma, fırlama, hamle.
böceğin iğnesi.
terzilik pens. fiil
ok gibi fırlamak, atılmak.
atmak, fırlatmak

DARTBOARD : English Turkish Redhouse

dart.boardisim ok atma oyununda kullanılan nişan tahtası

DARTS : English Turkish Redhouse

dartsisim ok atma oyunu

DASH : English Turkish Redhouse

dashdäş fiil
hızla koşmak: She dashed to the child's rescue. Çocuğun imdadına koştu.
hızla ilerlemek, atılmak, fırlamak: I dashed to the window but saw nothing. Pencereye fırladım ama hiçbir şey görmedim.
vurmak, çarpmak, kırmak, parçalamak: He dashed down his broken weapon. Kırık silahını yere vurdu. He dashed the chair to pieces against the wall. Sandalyeyi duvara vurup parçaladı.
atmak, fırlatmak.
sıçratmak.
(umudunu) kırmak, suya düşürmek.
karıştırmak, katmak. isim
ileri atılma, fırlama, hamle.
az bir miktar, bir tutam.
kısa mesafe koşusu.
canlılık, enerji.
dilbilgisi tire, çizgi

DASH OFF : English Turkish Redhouse

acele gitmek, fırlamak

DASH OFF A LETTER : English Turkish Redhouse

ir mektup karalamak

DASH SOMEONE'S HOPES : English Turkish Redhouse

ir kimsenin ümitlerini kırmak, birini hayal kırıklığına uğratmak

DASH TO PIECES : English Turkish Redhouse

çarpıp paramparça etmek

DASH WATER ON ONE'S FACE : English Turkish Redhouse

yüzüne su çarpmak

DASHBOARD : English Turkish Redhouse

dash.boarddäş'bôrd isim, otomotiv kontrol paneli, pano

DASHING : English Turkish Redhouse

dash.ingdäş'îng sıfat
atak, atılgan, cesur.
gösterişli, şık

DATA : English Turkish Redhouse

da.tadey'tı, dä'tı isim
tekil bilgi.
veriler, data

DATA BANK : English Turkish Redhouse

ilgisayarveri bankası, bilgi bankası

DATA BASE : English Turkish Redhouse

ilgisayarveri tabanı, bilgi tabanı

DATA FILE : English Turkish Redhouse

ilgisayarveri dosyası

DATA PROCESSING : English Turkish Redhouse

ilgisayarbilgiişlem

DATE : English Turkish Redhouse

datedeyt isim
tarih, zaman.
randevu.
flört, flört edilen kişi

DATE LINE : English Turkish Redhouse

coğrafyagündeğişme çizgisi

DATE PALM : English Turkish Redhouse

hurma ağacı

DATED : English Turkish Redhouse

datedsıfat
tarihli.
modası geçmiş, demode

DATIVE : English Turkish Redhouse

da.tivedey'tîv sıfat, dilbilgisi
e halindeki. isim
e halindeki sözcük

DATUM : English Turkish Redhouse

da.tumdey'tım isim (data) veri

DAUB : English Turkish Redhouse

daubdôb fiil
sürmek, sıvamak.
bulaştırmak.
lekelemek, kirletmek. isim
harç, çamur.
leke

DAUGHTER : English Turkish Redhouse

daugh.terdô'tır isim kız evlat, kız