English To Turkish
DIFFICULTY : English Turkish Redhouse
dif.fi.cul.tydîf'ıkılti isim
güçlük, zorluk.
sıkıntı, problem
DIFFIDENCE : English Turkish Redhouse
dif.fi.dencedîf'ıdıns isim çekinme, utangaçlık, çekingenlik
DIFFIDENT : English Turkish Redhouse
dif.fi.dentdîf'ıdınt sıfat çekingen, utangaç, sıkılgan
DIFFRACTION : English Turkish Redhouse
dif.frac.tiondîfräk'şın isim, fizik kırınım, difraksiyon
DIFFUSE : English Turkish Redhouse
dif.fusedîfyus' sıfat
fizik dağınık, yayınık, difüzyona uğramış.
zaman zaman konu dışına çıkarak meseleyi uzun uzadıya anlatan
DIFFUSION : English Turkish Redhouse
dif.fu.sionisim, fizik yayınma, yayınım, difüzyon
DIG : English Turkish Redhouse
digdîg fiil (dug, digging)
kazmak, bellemek.
kazı yapmak.
dürtmek.
argo beğenmek, hoşlanmak.
argo
den anlamak. isim
(arkeolojik) kazı.
iğneli söz, taş
DIG DOWN : English Turkish Redhouse
konuşma dilielini cebine atmak, sökülmek, kendi parasını ödemek
DIG IN : English Turkish Redhouse
askeri siper kazmak, avcı çukuru kazmak.
(bir şeyi) kürekle toprağa karıştırmak.
konuşma dili yemek yemeye başlamak, yumulmak: Dig in! Haydi ye!
konuşma dili kararlı bir şekilde işe koyulmak
DIG ONE'S HEELS IN : English Turkish Redhouse
inat edip hiç yapmamaya karar vermek
DIG OUT : English Turkish Redhouse
arayıp çıkarmak.
(gömülmüş birini/bir şeyi) kürekleyerek çıkarmak
DIG UP : English Turkish Redhouse
kazıp çıkarmak
DIGEST : English Turkish Redhouse
di.gestday'cest isim
özet.
derleme
DIGESTION : English Turkish Redhouse
di.ges.tionisim sindirim
DIGESTIVE : English Turkish Redhouse
di.ges.tivesıfat
sindirime ait, sindirim.
sindirimi kolaylaştıran. isim sindirimi kolaylaştıran ilaç
DIGIT : English Turkish Redhouse
dig.itdîc'ît isim
parmak.
sıfırdan dokuza kadar tamsayıların her biri, rakam
DIGITAL : English Turkish Redhouse
dig.i.taldîc'ıtıl sıfat diqital, sayısal
DIGITAL COMPUTER : English Turkish Redhouse
ilgisayardiqital bilgisayar
DIGNIFIED : English Turkish Redhouse
dig.ni.fiedsıfat ağırbaşlı
DIGNIFY : English Turkish Redhouse
dig.ni.fydîg'nıfay fiil
onurlandırmak, şeref vermek.
büyütmek, yüceltmek
DIGNITARY : English Turkish Redhouse
dig.ni.tar.ydîg'nıteri isim rütbe veya mevki sahibi, kodaman
DIGNITY : English Turkish Redhouse
dig.ni.tydîg'nıti isim
itibar, saygınlık.
vakar, asalet
DIGRESS : English Turkish Redhouse
di.gressdîgres', daygres' fiil konu dışına çıkmak, konudan ayrılmak
DIGRESSION : English Turkish Redhouse
di.gres.sionisim
konudan ayrılma.
konu dışı söz, arasöz
DIKE : English Turkish Redhouse
dikedayk isim
hendek, suyolu, ark, kanal.
set, bent.
argo lezbiyen, sevici
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani